Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



17 Ocak 2013 Perşembe

En Büyük Zenginlik

Bence insanın en büyük zenginliği ailesi. İçinde büyüdüğüm çekirdek ailem işte öyle bir zenginlikti benim için. Çekirdek ailem dedimse, annem, kardeşim,dedem,anneannem ve küçüklük dönemimde dayımdır bu çekirdek ailem.

Gün geçtikçe, farklı deneyimler kazanıp görüp geçirdikçe anlıyorum ki, bu insanların ortak özellikleri fedakarlık, dayanışma, yaşama sevinci, demokratik düzen ve umutmuş.

Rahmetli anneanneciğim tam da hastalık yıllarında doğan bana çok iyi bakmış. O zamanlar emekli olan dedem ve henüz çalışmaya başlamamış dayımın da büyük payı varmış bakımımda, ama olsun. Hatırlıyorum ki, gayet şiddetli geçen hastalığını bana hissettirmez, istediğim yemekleri pişirir, su dolu kaplarla oynamama, onu dikiş dikerken seyretmeme izin verir, dedemle pikniğe gideceğimiz zamanlar bize yiyeceklerle dolu sepet hazırlardı. Henüz 5 yaşımda bile değildim öldüğünde, benden saklamışlardı akıllarınca ama ben biliyordum onun gittiği yerden bir daha hiç gelmeyeceğini...

Dayım ayrı bir dünyaydı. Beni oyalamak için en akıllıca çözümü bulmuştu. Bana bıkmadan usanmadan müzik dinletir, şarkı söylettirir ve sesimi kayda alırdı. Kayıtları birlikte dinler ve beğenmediklerimizi yinelerdik. Asla asla sıkılmazdık bundan. Sonrasında gittikçe uzaklaştık birbirimizden ve birkaç sene evvel bir daha hiç biraraya gelemeyecek şekilde yollarımızı ayırdık...

Rahmetli dedeciğime gelirsek, en iyi arkadaşımdı. Hayatımı en uzun paylaştığım büyüğüm olacağını, annemin ani ölümünde bana ve kardeşime sonsuz güç vereceğini nereden bilebilirdim ki küçükken? Bıkmadan usanmadan kitap okurdu bana, eğer okumayı bu kadar seviyorsam eminim onun sayesindedir. Kendisine gelen mektuplardaki pulları kesmeyi, suda kısa bir süre bekletip kağıtlarından temizlemeyi, ardından kurutup biriktirmeyi öğretmişti, çok emek verdiğim ve muhteşem bulduğum bir koleksiyonum var şimdi. Asla zorlamadan, dayatmadan planlı programlı olmayı da benimsetmiştir bana, sanırım bu ayrı bir yazı konusu olmaya değer. Herkesin umutsuz olduğu anlarda, bana sonsuz güvenmiş, beni sonsuz sevmiş ve bunları olduğu gibi hissetmemi, kendimi mutlu ve güvende bilmemi sağlamıştır. Çiçeklerin kopmaması gerektiğini de küçücükken öğütlemiştir bana. "Başka dedeler ve torunları da görsün, mutlu olsunlar, koparmayalım" derdi o sevecen sesiyle... nasıl unutabilirim ki birlikte geçirdiğimiz yılları, gözlerindeki parlaklığı...

Rahmetli anneciğimse, başlıbaşına yaşanacak hazinemdi. Hayatımda onun kadar fedakar, sevdiklerine sonsuz sahip çıkan, güçlü bir kadın görmedim. Herşeyle ama herşeyle tek başına uğraşırdı, asla yakınmazdı. Kendimi özgür hissetmemi sağlayacak ama diğer yandan yaptıklarımı tamamen bilen, takip eden bir otoriteyi nasıl kurduğunu hala merak ederim. Onun sonsuz gibi görünen enerjisinin bu kadar çabuk tükeneceğini hiçbirimiz bilemezdik. Şimdilerde diyorum ki, keşke yaşım daha büyük olsaymış da omuzlarındaki yükü hafifletebilseymişim.. ama hayat keşkelerle yaşanmıyor...

Kendime koyduğum hedef, eşime ve Defne'ye işte böyle bir çekirdek aile ortamı sağlamak. Daima sevildikleri, sonsuz ilgi gördükleri, desteklendikleri, arkalarında-yanlarında dağlar gibi duran bir eş-anne-arkadaş olabilmek... hayatın, bana bunu başaracak gücü, imkanı ve ömrü vermesini diliyorum...

2 yorum:

  1. yazın çok hüzünlü ama bir o kadar da samimi olmuş.çok içten..seni anlıyorum:)
    bu arada akşam sana nasıl fotoğraf yükleyeceğini uzun uzun yazdım ama yok ggitmiyor,sinir oldum çok

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Nalan'cım, biraz içimi dökeyim demiştim.

    Bu arada picasa yok, yüklemeli miyim?

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac