Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



27 Kasım 2010 Cumartesi

Tavuklu Karnıyarık ve Bulgur Pilavı

Son zamanlarda pirinç pilavına alternatif olarak yaptığım ve beğenerek yediğimiz bulgur pilavının tarifini keşke daha önce yazsaymışım. Bulgur; nişasta içermemesi nedeniyle şeker hastalarının rahatça tüketebileceği, bağırsak kanserini önlemede faydalı bulunan, içerdiği potasyum-demir-folik asit nedeniyle hamilelerin özellikle yemesi istenen çok kıymetli bir besin türü. Baklagillerle birlikte pişirildiği zaman daha besleyici olduğu söyleniyor. Pirinç pilavını yakıştırdığınız her yemeğin yanına bulgur pilavını rahatlıkla pişirebilirsiniz.


Malzemeler: 1,5 su bardağı pilavlık bulgur, 1 kuru soğan, 1 dolmalık kırmızı biber ya da 2 çarliston biber, dilerseniz iki diş sarımsak, 1 domates ya da yarım çorba kaşığı domates salçası, yağ(tereyağ ve ayçiçeği yağını karıştırarak kullanıyorum) 3 su bardağı kaynar su, tuz.

Yapılışı:

1. Bulguru ayıklayıp, yıkayın. Süzülmesi için bir kenara bırakın.

2. Bu arada, yemeklik doğradığınız kuru soğanı ve sarımsağı sıvıyağda kavurun. İnce doğradığınız biberi ilave edin.

3. Rendelediğiniz domatesi ya da domates salçasını ekleyip, bir iki dakika karıştırın. Bulguru ve tuzu ilave edip, iyice harmanlayın.

4. Kaynar suyu ekleyip, bulgur suyu tamamen çekene kadar kısık ateşte pişirin.

Afiyet olsun !

Yaz sebzelerine yavaş yavaş veda ettiğimiz bu dönemde, aldığım patlıcanlarla, kıymalı karnıyarık yerine, tavuklu karnıyarık pişirdim. Aslında bu yemek, işyerimin yemekhanesinde yapılıyor ama şimdi hatırlamadığım farklı bir isim vermişler. Klasik kıymalı karnıyarığa iyi bir alternatif, üstelik en az onun kadar lezzetli.
Malzemeler: 6 adet patlıcan, 1 kuru soğan, 2 tavuk göğsü, bir dolmalık kırmızı biber ya da iki çarliston biber, 1 domates ya da yarım kaşık domates salçası, yarım çay bardağı su, sıvıyağ, tuz, karabiber, yarım su bardağı rendelenmiş kaşar peynir.


Yapılışı:

1. Patlıcanları alacalı soyup, bıçakla uzunlamasına ince bir çizik atın. Yarım saat tuzlu suda bekletin. Bu arada tavuğu haşlayıp, minik minik doğrayın.

2.Patlıcanların suyunu sıkıp, kapaklı teflon tava ya da tencerede biraz yağ ilavesi ile kısık ateşte arasıra çevirerek pişirin (kızartma kadar lezzetli olmasa da neredeyse yağsız olduğundan sağlıklı bir pişirme şekli.. yarı sote yarı buğulama gibi)

3. Yemeklik doğradığınız soğanı ve biberi sıvıyağda kavurun. Rendelediğiniz domatesi ya da domates salçasını ilave edip karıştırın. En son doğradığınız tavuk etini, sıcak suyu ilave edip bir taşım kaynatın. Tuzunu ve karabiberini ayarlayın.

4. Pişen patlıcanları, tavuklu harç ile doldurun. Üzerlerine kaşar peynir rendesini yayın. Tencereye bir miktar su ilavesi ile patlıcanların iyice pişmesini sağlayın.

Afiyet olsun !

18 Kasım 2010 Perşembe

Lido di Jesolo

Venedik’i görmek, ekonomik bir yerde konaklamak ve upuzun kumsalında denize girmek istiyorsanız tam size göre bir yer burası !


Trafiğe kapalı caddesinde, alışveriş yapabileceğiniz dükkanları, pizza ve çeşit çeşit makarna yiyebileceğiniz restoranları ile her bütçeye hitap eden yazlık bir kasaba Lido di Jesolo.

Venedik gezimiz sonrasında buradaki otellerden birinde bir gece kalmıştık. Gün içerisinde gezimiz olduğundan, denize girmeye fırsat bulamamıştık, ama yine de sahile inmiş ve fotoğraf çekmiştik. Uçsuz bucaksız kumsalı, sakinliği, sessizliği, bir de sabah kahvaltımızı paylaşmak isteyen arsız ve sevimli serçeler bizi mest etmişti.

Venedik dönüşü otele geldiğimizde, biraz dinlenip yemek yemek ve gezmek için bahsettiğim o caddeye çıktık. Henüz ilkbahar akşamı olmasına rağmen hava bayağı sıcaktı. Yazlıkçılar henüz gelmemiş olsa da, dükkanlar açık, restoranlar hizmet vermeye başlamıştı.

Önce bir pizzacıda yemek yedik. (Patlıcanlı pizzası gerçekten çok güzeldi.) Sonrasında da dondurmalarımızı alıp, otelin yolunu tuttuk.

Tam o sırada, köşebaşında bir kısım gençlerin şarkı söyleyip gitar çaldıklarına şahit olduk. Aralarında dans edenler de vardı. Durup bir süre dinlemekten kendimizi alamadık. Hatta otele dönmeyi istemedik bile, ama o kadar yorgunduk ki …..

Yaz akşamlarından kalma, sakin ve romantik bir gece geçirdiğimiz Lido di Jesolo’yu, uçsuz bucaksız kumsalını, pizzacıdaki Hindu garsonun nezaketini, kahvaltı masamızda bizi başbaşa bırakmayan yaramaz serçeleri unutamayacağım.

10 Kasım 2010 Çarşamba

Doğum İçin Hastane Seçimi

Doğum yapılacak hastanenin seçimi, bebek ve anne için çok önemli. Odaların genişliği ve konforundan ziyade, hastanede “yeni doğan yoğun bakım ünitesi”nin olması ve hastanenin “bebek dostu” ünvanının bulunması tavsiye ediliyor.


Özellikle, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin varlığı, doğumda oluşabilecek komplikasyonlar göz önüne alındığında, bebeğin hayatını kurtarabilecek bir merkez.

“Bebek dostu” hastane ise, anne sütünün değerinin bilindiği, gerek annenin gerekse bebeğin, emzirmeye/emmeye teşvik edildiği, bu yönde hastane personelinin seferber olarak, çok zorunlu haller dışında bebeğin mutlaka anne sütüyle beslendiği, başka gıdalar verilmediği hastane olarak tanımlanıyor. Bu tür hastanelerde bebek, doğumdan hemen sonra (tabii tam anestezi altındaki sezeryan dışında), ilk bakım ve temizliği yapıldıktan sonra annenin kucağına veriliyor ve emmesi sağlanıyor.

Ayrıca, hastanede geçirilen süre boyunca bebeğin, annenin odasında kalması sağlanıyor. Böylece hem anne-baba hem bebek, birbirlerine alışıyor, anne ve baba uzman hemşirelerin gözetim ve desteği ile ilk acemiliklerini atlatıyorlar. Bu süre içinde bebeğin kilo artışı da kontrol altında tutularak, anne sütünün yeterli olup olmadığı değerlendiriliyor. Başta anne, anne sütünün değeri hakkında bilgilendiriliyor ve bebeğini emzirmeye teşvik ediliyor.

** Amerikan Hastanesi doğum öncesi eğitim programından edindiğim bilgilerdir.

5 Kasım 2010 Cuma

Mantarlı Et Sote

Hem kış hem de yazın yenebilecek, davet sofralarına da çıkarılabilecek güzel bir et yemeği. Yanında şehriyeli pilavla harika bir ikili oluyor.


Malzemeler:

- 1,5 kilo yağsız dana kuşbaşı
- 2 adet kuru soğan (ince doğranmış)
- 3-4 adet sarımsak (ince doğranmış)
- 2-3 domates (kabukları soyularak rendelenmiş)
- 1 tatlı kaşığı domates salçası
- 1 kavanoz mantar (suyu süzülerek doğranmış)
- Tuz, karabiber, isteğe göre kekik
- Pişirmek için su
- Sıvı yağ

Yapılışı:

1. Eti süzgece koyup yıkayın ve suyunun tamamen süzülmesini bekleyin.

2. Eti tencereye alıp, suyunu salıncaya kadar orta ateşte, suyunu bıraktıktan sonra kısık ateşte, arasıra karıştırarak, suyunu çekmesini sağlayın.

3. Et, bıraktığı suyu çekince, dilediğiniz miktarda sıvıyağ ilave edin. Biraz kavurup, soğan ve sarımsağı ekleyin.

4. Soğan kavrulunca salçayı ekleyip kokusu gidene kadar karıştırın. Ardından rendelediğiniz domatesi ilave edin. Birkaç dakika daha karıştırdıktan sonra eğer et pişmediyse ya da yemeğin biraz sulu olmasını isterseniz bir miktar sıcak su ve mantarları ilave edin.

5. En son yemeğin tuzunu, karabiberini ve isterseniz kekiği ayarlayın.

Afiyet olsun.
 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac