Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



28 Haziran 2013 Cuma

Şimdi okullu olduk...

Defne 2 yaşını doldurduğunda, hem sosyalleşmesi hem de vakit geçirmesi için doktoru onu bir oyun grubuna götürmemi söylemişti. Doktorun bu öğüdünü kendim(iz)e özgü sebeplerden dinlemedim. İyi mi ettim kötü mü bilemiyorum ama sanırım çocuk yetiştirme konusunda eski kafalı bir anneyim.

Ben de kardeşim de 3 yaş civarında yuvaya başladık. Benim başlama nedenim bana bakan anneannemin çok hasta olmasıydı, yarım gün yuvaya gitmem onun yükünü hafifletiyordu. Kardeşimin zamanında ise anneannem hayatta değildi, bakıcı elinde kalmaktansa yuvaya gitmesini annem daha uygun görüyordu, bakıcı konusunda annemin yüzü maalesef hiç gülmemişti.

Oysa günümüzde durum (en azından benim çevremde) çok farklı. Oyun grupları, müzik etkinlikleri, spor dersleri bir çocuğun katılabileceği o kadar çok grup/etkinlik vs var ki. Defne'nin yaşıtları çoktan yuvaya, kreşe başladılar. Alt komşumuzun torunu ve bir başka komşumuzun oğlu 2 yaşını biraz geçe, haftada bir de olsa yavaş yavaş gruplara katılıyorlardı. Bir cesaret Defne'yi anneli bir gruba deneme amaçlı götürdüm, baktım sokakta oynadığı gibi oynuyor. Sonrasında da daha evvel kardeşimin gittiği, benim de birkaç yaz gitmek zorunda kaldığım yuvaya telefon ettim. Eski öğretmenimiz, şimdinin müdürü telefonu açtı, bizi hatırladı, hatta kızlık soyadımı filan söyleyince boğazım düğümlendi. Neyse, anneli grup olup olmadığını sorduğumda, bana böyle bir uygulamaları olmadığını, anneli gruplara alışan çocukların ilerde yuvaya daha zor adapte olabileceğini düşündüğünü söyledi. Bu anlattığı bana da mantıklı geldi. Dolayısıyla zor da olsa Defne 3 yaşına gelene kadar beklemeye karar verdim.

Zaten Defne Aralık doğumlu, yaşıtlarından hep daha küçük olacak, bu yüzden acele etmemin ona zarar vereceğini düşündüm. Bütün bir kışı çeşitli etkinliklerle evde geçirdik. Makul havalarda sokağa çıktık, çok nadir alışveriş merkezlerine gittik, görüşebildiğimiz komşu çocuklarıyla biraraya geldik. Yuvaya giden çocuklardan "geri kalmaması" için bol bol çocuk şarkıları öğretmeye çalıştım, Meraklı Minik dergisine başladık, az buçuk boyama yaptık ve sonunda bahar/yaz geldi.

Gelmesine geldi ama ikimiz de bittik. Ne olursa olsun evde, hareketli bir çocuğu zapt etmek, oyalamak, bir yandan öğretmeye çalışmak, bir yandan evin rutiniyle uğraşmak kolay birşey değil. Çocuk açısından da aynı şey tabii, hep aynı insan, aynı dekor vs vs...

Defne'nin hal ve gidişatından "yuvaya hazır" olduğuna kanaat getirince eski yuvamızı aradım ve görüşmek için geçtiğimiz Salı'ya randevu aldım. Salı günü ana-kız yuvaya gittik, Defne öğretmenleriyle, binayla, oyuncaklarla tanıştı. Ben, eski günleri yad ettim, değişen ve değişmeyen şeylere merakla baktım ve çocuklukta hissedilen o huzuru hissettim ruhumda. Neticede Defne'yi oraya yazdırdık. Kısmetse Eylül'de 3 yarım gün şeklinde başlayacak.

Okuldan ayrılırken öğretmeni "gereken şeyler"in listesini verdi. Yedek kıyafet, çorap vs bildik şeylerin yanısıra kıyafetlerin konulması için "üzerinde minik öğrencinin ismi yazan bezden bir torba" da vardı. İşte vurulduğum an o andı. Eve döndüğümüzde Defne'nin çekmecesini açtım ve içinden en büyük hazinelerimden birini çıkardım. Yuvaya giderken kullandığım kendi bez torbam. Bu torbayı anaokulumda, bana ayrılmış askıya astığım günler dün gibi hafızamda... ("hafızayı beşer nisyan ile maluldur" derdi büyükbabam, her fırsatta hatıralarımla şaşırtırdım onu)



Rahmetli anneanneciğimin el emeği, göz nuru, üzerine "şemsiye"mi işlediği biricik hazinem. Benim zamanımda isim işlemek yerine her çocuğa farklı bir simge verilirdi, benimki de şemsiyeydi, belki çocuk da kendi malını tanısın, bilsin diyedir kim bilir.. Hani yazıyı tanımaları zor ama simgeyi bilirler hesabı.

Bez torbam yıkanıp ütülenecekler arasında şimdi, sonrasında yeni sahibesiyle bir kez daha okullu olacak... Kime niyet kime kısmet hesabı, belki meçhul bir zamanda torunuma da nasip olur bu torbayı kullanmak. Emeği için anneanneme ve tanıyamadığı torununa, bilmeden misler gibi saklamış olan anneme bir kez daha şükran duydum...

Evet, şimdi okullu olduk. Defne, bez torbası ve hatıralarından vazgeçemeyen annesi....   

3 yorum:

  1. ne güzel bir tarih tekerrürü bu böyle..duygulanmamak elde değil.

    YanıtlaSil
  2. Ne muhteşem bir tesadüf :) Aynı yuva aynı bez torba... Hakikaten de bunca zaman onu saklayan ve Defne'ye ulaşmasını sağlayanların eline sağlık. Defne'nin okulu hayırlı olsun, çok sever ve keyif alarak gider inşallah.

    YanıtlaSil
  3. Teşekkür ederiz... Bakalım yuva maceralarımız nasıl olacak :) Sevgiler,

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac