Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



17 Mart 2010 Çarşamba

Sanat, tarih, moda ve romantizm…..Paris-I


Bence Paris, kendisine yakıştırılan kalıplaşmış sıfatların çok ötesinde bir şehir. Kimi için saatlerce alışveriş edilebilecek bir tüketim cenneti, kimi için müzeden müzeye koştururken kendini kaybedeceği bir sanat mabedi, kimi içinse Eiffel Kulesini, Zafer Takını fotoğraflayacağı turistik bir şehir.

İşte benim Paris’im ve Paris seyahatime ilişkin yaşam notlarım….


Bir yerlerde okuduğum kadarıyla, Napolyon Paris’i inşaa ederken, eski bir topçu subayı olması nedeniyle, şehri, yuvarlak bir meydana açılan uzun caddeler ve bu caddelerde altışar katlı binalar şeklinde planlamış. Böylece, herhangi bir isyan durumunda, meydana yerleştireceği toplarla isyancıları çabuk ve kesin bir şekilde yok etmeyi düşünmüş.

Başka bir yerde ise, Napolyon’un Paris’i, dünyanın en güzel şehri diyerek inşaa ettirdiğini okumuştum.


Hangisi doğru bilemiyorum ama bence emekleri boşa gitmemiş, gördüğüm kadarıyla mimari bir harika diyebilirim. (Eiffel Kulesinden baktığımda şehrin cetvelle çizildiğini düşünmüştüm….) Paris’in merkezinde asla yeni yapım bina göremeyeceğiniz gibi, eski binaları/yapıları koruma ve dış cephe düzenlemesi konusunda inanılmaz yasaları olan, şehir plancılığı neymiş görülesi bir başkent.

Eiffel Kulesi, Paris’in en belirgin sembolüdür. 1889’da, yani Fransız devriminin yüzüncü yılında inşa edilmiştir. Geceleri ışıklandırılmasının yanı sıra her saat başı yaklaşık 10 dakika süreyle ilave ışık seline sahne olmaktadır. Yükseklik korkunuzu yenerek, dev asansörlerle bu kuleye çıkmanızı ve Paris’e kuşbakışı bakmanızı öneririm.


ve tabii şehrin ortasından geçen Seine Nehri…..Üzerinde birbirinden güzel köprülerin bulunduğu, tekne gezisi yapabileceğiniz bir nehir. Tekne gezimizi yağmurlu bir günde yapmıştık, böylece damlalar altında Paris fotoğrafı çekme imkanımız oldu, ayrıca çok romantikti.


Zafer Takı ise, Napolyon’un 1806’da zafer kazanan askerlerine, Paris’e zafer takları altından geçerek gireceklerini müjdelemesi üzerine yapılmaya başlanmıştır. Altında, 1. Dünya Savaşında ölen Fransız askerler için bir de mezar bulunmaktadır. Mezarın üzerinde, 1923’ten beri hiç söndürülmeyen bir alev yakılmaktadır.


Paris gezimizin bir bölümü yağmurlu günlere denk gelmişti, ama hakikaten hiç fark etmedi, çünkü Paris’te çamur ve su birikintisi neredeyse yok!


Paris’e gidip de Louvre Müzesini ziyaret etmemek olmaz. Louvre Müzesi, değil birkaç saate bir güne bile güçlükle sığdırılabilecek büyüklükte ve eser sayısı çok fazla. Dolayısıyla, bu ziyaretin notlarını ve fotoğraflarını bir başka yazımda kapsamlı olarak paylaşacağım.


Notre Dame Katedrali ise dışı muazzam bir işçilikle bezenmiş, heybetli, gotik mimarinin en güzel örneklerinden biridir.


Seyahat notlarının ikinci kısmı birkaç gün sonra....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac