Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



10 Temmuz 2013 Çarşamba

Eski Ramazanlar

Facebook'ta bir arkadaşımın paylaştığı karikatürü yayınlamadan geçemeyeceğim. Gülmekten kırılacağınıza eminim...


Ramazan geldi, hoş geldi. Bu sene pek bir karmaşalı Ramazan, dilerim ülkemize anlayış, barış ve sağduyu getirir.

Eşim sayesinde bizde de Ramazan telaşı var, iftara ne yapsam, iftarda yediğini sahurda yemese gibi. Allah kabul etsin her sene aksatmadan tutar orucunu. Bana ve doğal olarak Defne'ye de karışmaz. Ben de duyarlı olmaya çalışırım, ne kadar aksini söylese de önünde yiyip içmem, onu yormamaya, üzmemeye gayret ederim, hafta sonuysa uyuması için elimden geleni yaparım. Ama Defne şeytanı öyle mi? Sabahın en geç 7,5'unda gözünü açtığı an varsa yoksa "baba", "baba nerde?,  "sen git baba gelsin" ile başlayıp, o günün hafta sonu olduğunu anladığında "baba bizi nereye götürecek anne?" ile devam eden içinde bolca "baba" olan cümleleriyle, sonsuz ilgi ve sevgi isteğiyle babasına yumuşan küçüğe Ramazan'ı anlatmak henüz mümkün değil. Varsın olsun, kısmetse haftasonu itibariyle İstanbul'dan uzaklara, yazlığımıza gidiyoruz. Hava değişimi, deniz, güneş hepimize iyi gelecek eminim.

Hatırladığım en eski Ramazan yine böyle yaz aylarına gelen Ramazan'dı. Her yaz olduğu gibi büyükbabamlaydım. Kardeşim doğmamıştı sanırım ya da çok küçüktü, dolayısıyla 80'lerin ilk yarısı olması daha muhtemel. Büyükbabam oruç tutardı, saatler uzundu, tüm gün yemeden içmeden nasıl durduğuna hayret ederdim ve kendimce onu gözetlerdim. Hayır, hain bir şekilde açığını yakalamak için değil, çok şükür genlerimde ve içimde hainlik yoktur. Sadece anlamak, öğrenmek için... Uzaktan bakardım, sakin sakin gazetesini okur, bahçede sallanan koltuğa oturur, sonra biraz uyur, kitaplarını karıştırır, ne zaman istesem benimle sohbet eder vs vs tüm gün gelip geçerdi ve o hiç bir şey yemezdi. İşte aklım almazdı bunu. Ben deli gibi acıkır ve susardım çünkü, büyükbabam acıkmaz ve susamaz mıydı? Bir gün, "ben de oruç tutacağım" diye tutturdum, benim neyim eksikti ki? Büyükbabam beni karşısına aldı, gayet sakin ve içten bir şekilde oruç tutmanın oyun olmadığını, ciddi ve zor bir ibadet olduğunu, orucu bozmanın günah olduğunu anlattı. Ne kadarını anladım bilemiyorum ama sanırım anlamamıştım ya da işime gelmemişti ki ısrarlarım üzerine büyükbabam "tekne orucu" tutabileceğimi söyledi. Nedir o filan derken, kendisinin de Rumeli'de geçen küçüklüğünde babaannesiyle tekne orucu tuttuğunu ve böylece büyüdüğünde oruç tutmakta zorlanmadığını anlattı. İşte buydu aradığım, ben de niyet ettim ve tekne orucumu tuttum. Yani ana öğünler dışında hiç bir şey yiyip içmedim.

Devam eden yıllarda büyükbabam hep oruç tuttu, ilerleyen yaşına, kullandığı ilaçlara ve bizim muhalefetimize rağmen... Bense, bazen tuttum, bazen tutmadım, tutamadım....

Çalışma hayatımın ilk yıllarında Ramazan kışa denk geliyordu. İşyerinden bir arkadaşla birlikte tutuyorduk orucu. Öğle tatillerimizde çalışmaya devam ediyor, iftar olduğunda işyerimizin yemekhanesine birlikte inip birşeyler yiyorduk. En sevdiğim kısım, taze pidenin arasına koyduğum beyaz peynir ve mis gibi çayla orucumu açmaktı. Birkaç kış böyle geçti, sonrasında arkadaşıma ne yazık ki hipoglisemi teşhisi kondu, artık oruç tutamıyor. Bense birkaç sene evvel Ramazan'da fenalaşıp orucumu bozmak zorunda kaldığımdan beri bir daha cesaret edemedim. Zaten araya hamilelik ve emzirmeli yıllar da girdi.

Eşimle arkadaşlık ettiğimiz dönemlerde özellikle haftasonları oruç tutmaya gayret ederdim çünkü onunla birlikte iftar etmek çok keyifli olurdu. Bazen evde bazense dışarıda açardık orucumuzu. Tek koşul benim isteğim üzerine "taze pide" servis eden bir yer olmasıydı. İtiraf etmeliyim ki iftara saatler kala gözlerimin önünden sadece pide ve beyaz peynir geçmiştir, ne azı ne fazlası.

Ramazan, tutabilenler için oruç ayı, tutamayanlar için fitre ayı ve dini, dili, ırkı ne olursa olsun hepimiz için bence huzur, hoşgörü ve barış ayı. Tabii yüreği saf ve temiz olanlar için. Hayırlı Ramazanlar hepimize !

4 yorum:

  1. ne güzel bir yazı olmuş yine..
    senin yazılarını okumamla bitmesi bir oluyor,sürükleyici bir roman gibi geliyor bana :)

    YanıtlaSil
  2. Eylül, sen ne hoş bir insansın :) Yazı bittikten sonra amma da uzatmışım demiştim kendime biliyor musun? Beğendiğine çok ama çok sevindim, Adana'ya sevgilerimle !

    YanıtlaSil
  3. Hihihi çocukluğa döndürdün beni tekne orucu ile :) Ben de küçükken anneannem ve dedemin yanında tekne orucu tutardım :) Şimdilerde çok uzun diye pek tutamıyorum ama dün bir arkadaşa iftara davetli olduğumuz için tuttum da aslında korktuğum kadar da zorlamadı beni 17 saate rağmen. Bir cesaret geldi hatta acaba diyorum da bakalım ne yapıcam :)

    YanıtlaSil
  4. Bravo valla Sütlü Kahve, ben denemeye kalkmadım bile, yapamayacağımı o kadar iyi biliyorum ki :(

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac