Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



24 Aralık 2011 Cumartesi

Haydi Kuzum, Uyu Kuzum

Ahkam kesmeye hakkım olmayan bir konu daha. "Bebek nasıl yatağında uyutulur?" Peki neden yazıyorum, burası blogum olduğu ve yaşadıklarımı paylaşmak istediğim için. Belki bu yazımı okuyanlar da paylaşır yaşadıklarını, yardımcı oluruz birbirimize.

Bebek nasıl yatağında uyutulur, bilemem, çünkü Defne'm son birkaç güne kadar hiçbir zaman kendiliğinden, yatağında uyuyakalmadı. 17 günlük olana kadar memede uyudu, ben de uyandırmayıp yatırdım. 17 günlükken, 4.5 ay sürecek o kahrolası gaz sancısı başladı. Yavrucağız uyuamıyordu bile. Kucağımda sallayarak uyutup yatağına koyuyordum ve şansıma uyursa uyuyordu ya da yine uyumuyordu.

Nisan-mayıs gibi havalar ısınınca fark ettim ki bizimki dışarıda pusetin içinde de uyuyor. Hem de açık havada daha uzun uyuyor. Böyle dediğime bakmayın, evde 30 dakika olan uykusu dışarıda 40 ya da 45 dakika. Yani yanıma kar saydığım 10-15 dakikadan ibaret. Ama ana yüreği işte. Dediğim gibi Nisan mayıs gibi bunu fark edince, vurduk kendimizi sokaklara. Allahtan apartmanın bahçesi var. Bir elimde puset, diğerinde dergim-suyum-cep telefonum, Defne uyuyana kadar volta atıp uykuya dalınca oturup dinlendim. Evde her uyumadığında, babası ya da ben kaptık Defne'yi hadi sokağa. Ama gel zaman git zaman hava soğudu, biz de ağırlaşan bebeğimizi kucak yerine evde pusette sallamaya başladık. Aynı market arabası sürer gibi evin içinde pusetiyle gezdirdik bizimkini, ta ki uyuyana kadar. Gündüzse bu şekilde uyuttuk, akşamsa yatağına alana kadar canımız çıktı. Çünkü pusetinden kaldırınca kazaen uyanırsa bir daha uyuması en az 1 saatimizi alıyordu.

Baktık böyle olmayacak yine kucakta sallamaya döndük. Kucakta 10 dakika ile başlayan uykuya dalma süresi kimi gün 20-25 dakikalara kadar uzadı. Bu arada Defne 1 yaşına geldi. Olacak gibi değil, her sabah berbat bir sırt ağrısı ile uyanıyorum. Doktorumuza danıştık, internetten araştırdık. Önce en şefkatli metodları denedik. Yani yanında yattım, uyuyor gibi yaptım, ninni söyledim, elimle pışpışladım. Ama yok yok yine yok.

Ben onu uyutmaya çalıştıkça, gözleri kan çanağı halde yanımda zıplayıp o minicik elleriyle gözlerimi açmaya çalışıyor. Uykusu var besbelli ama uyumamak için direniyor. Hadi uyumasın, ama uyumayınca yemek de yemiyor ve dayanma gücü kalmadığından en basit hareketlerinde bile yere düşüp ağlıyor. o küçücük bacaklarda dermen kalmıyor.

Tamam dedim kendi kendime bu böyle olmayacak. Tam o sırada beni cesaretlendiren bir şey oldu. Bir gün arabanın içinde, kendi oto koltuğunda uyuya kaldı. Üstelik araba hareket de etmiyordu, yani sallama yoktu, üstelik ben de yanında değildim. İşte o gün kendime göre yorumladığım Ferber Yöntemini uygulamaya karar verdim. Geçen pazartesi akşamından beri iyi kötü uyguluyoruz metodu. Yani ne yapıyoruz, uykudan önce belli bir rutin uygulayıp Defne'yi yatağına bırakıyoruz ve odadan çıkıyoruz. Eğer durmamacasına ağlarsa, ilk günler daha sık sonrasında gittikçe daha uzun aralarla oday agirip yatıştırıyoruz. Eğer geceyse emziriyorum ve emerken uyursa uyandırmayıp o şekilde yatağına bırakıyorum. Bu arada, kesinlikle uykudan delirmesini beklemiyoruz, yani en ufak bir sinyal aldığımızda uyku rutinini uygulayıp hoppa yatak.

Bunun en zor yanı, bazen odadan çıkarken hüngür hüngür ağlaması ve gözlerimin içine bakması. Otur kahrol, harap ol, o derece. Daha ne kadar sürecek böyle bilemiyorum. Belki birkaç haftaya ağlamadan uyumaya geçer. Çok şükür şu son bir iki gündür çok uzun ağlamıyor ama o iki dakika bile perişan olmama yetiyor.

Annelik ne zor zanaatmiş kardeşim....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac