Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



13 Haziran 2013 Perşembe

Susma, sustukça ..... !

"Susma, sustukça sıra sana gelecek" diye az mı sloganlar atıldı, az mı yazıldı, çizildi, bağırıldı, hafızalarımıza kazındı... ?

Direnişin ikinci haftası da bitti, anlaşıldık mı, anlaşılmadık mı, nereden geldik, neredeyiz ve nereye gidiyoruz bilemiyorum, moralim dalgalı bir deniz gibi. Hiçbirşey düzelmeyecek gibi geliyor bazen, bazense içim umut doluyor. Neredeyse her akşamüstü başıma ağrılar saplanıyor.... düşünmekten, düşünp de işin içinden çıkamamaktan...

Bu son iki haftanın bana öğrettiklerini düşünüyorum.... Ülkemi sevdiğimi biliyordum ama bu kadar sevdiğimi ben bile tahmin etmiyordum açıkçası. Sabrımın zorlandığını da biliyordum ama bu kadar taştığının farkında değildim. Tüm çabalara rağmen inadına direnmek, inadına umut dolmak istiyorum geleceğe dair. 90 sonrası kuşağın bu kadar duyarlı ve farkında olduğunu da tahmin etmiyordum, meğer yanılmışım. "Bilgisayar çocuuu bunlar" diye dalga geçtiğim gençlerin hepsi sokaklarda, işbaşında....

Kötü günde kimlerin yanımda olduğunu da gördüm mesela. Hangi medya kuruluşları, hangi yazarlar, hangi sanatçılar, hangi kuruluşlar.... İnterneti icad eden, sosyal medya ağlarını kuranların ellerinden öpmek istedim en çok....

Şaşırdım olanlara karşı duyarsız, umarsız kalanlara... Olanları çok başka boyutlarda algılamaya, savunmaya kalkanlara ve en çok da idarecilerimize....

Tüm olumsuzluklara rağmen gördüm ki, susmayacağız. Çünkü eğer bu sefer de susarsak, su kaynama noktasına varacak ve biz tencereden atlayamadan haşlanıp gideceğiz... Tarihimiz tekerrür ediyor bence. Alev Coşkun'un bir kitabı vardı, Kurtuluş'tan önceki son 6 ayı anlatan, o kitabı okursanız ya da okuduysanız günümüzle ne kadar benzeştiğini göreceksiniz... Şaşırtıcı ama hep dedikleri gibi, "ders almayanlar için tarih, tekerrürden ibarettir."

Aydınlık, mutluluk ve güzelliklerle dolu bir gün dilerim....

Not: : Bir süredir sadece gündemden bahsediyorum, başka şeyler yazmak parmaklarımın ucuna gelse de kelimeler bir türlü dökülmüyor klavyemden... Oysa 2 yaş sendromunun ne kadar tavan yaptığını yazmak isterdim, Defne'ye aldığımız yazlık kıyafetleri, son olarak gidip memnun kaldığımız mekanları, 35 yaş sendromunda olduğumu düşündüğüm kendimi... 

4 yorum:

  1. I'm lucky that I've had the opportunity to come across blogger.

    com: it has the most information required for myself.
    It’s quite helpful and you’re obviously highly knowledgeable in this
    field. Thanks to your wealth of information, I've figured out a whole lot more about the topic and will be coming back for more.

    my blog; milwaukee houses

    YanıtlaSil
  2. Artık taviz bekliyoruz. Halkın ayaklandı, Avrupa parlementosu, kankan Amerika isyan etti ama bir Başbakan inat uğruna güzelim ülkeyi iç savaşa götürmek için elinden geleni yapıyor. ' gaz bombası, bir bidon tazyikli suyla bu salak gençliği alt ederim zannetti. Ama çelik gibi duruyorlar başaramayacak.

    YanıtlaSil
  3. Thank you Adsız, but I wonder how you could understand my Turkish? I will also visit your blog, thanks for your lovely words :)

    YanıtlaSil
  4. İlhan bey, öyle ya da böyle bir taviz vereceğine ben de inanmak istiyorum, bakalım şapkadan ne çıkacak.

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac