Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



28 Mayıs 2013 Salı

Geçmiş Olsun Meryem !

Geçen çarşamba akşamı Defne'ciğim mucizevi bir şekilde erken uyuyunca geçtim televizyonun başına. Malum "Muhteşem Yüzyıl" var ve ilk kez, özet bölümün ardından yeni bölümü an be an seyredebileceğim. Ben kendi halimde böylesine sevinirken bir de baktım ki eski bölümlerden kolaj var. Önce sandım ki, bu bitecek, malum bu kadar erken başlamıyorum ya seyretmeye racona yabancıyım. Aaaa meğer yeni bölüm yokmuş, bir bozuldum ki sormayın. Söylendim de durdum. Ama bir yandan da merak ediyorum nedenini.

Ertesi gün haberlerde, Hürrem rolünü canlandıran Meryem Uzerli'nin rahatsızlandığını ve Almanya'da tedavi gördüğünü okudum. İçim cız etti. Fiziken öyle gözükmesek de Meryem, benden 5 yaş küçük, 1983 doğumlu. Kendisini çok güzel ve başarılı buluyorum, üstelik okuduğum kadarıyla sempatik biri de, öyle burnu kaf dağlarında artistlerimizden değil yani. Neden, acaba ne olmuş derken, meğer rahatsızlığı psikolojikmiş, "tükenmişlik hastalığı" deniyormuş sanırım.

Onun namına üzüldüm, bu kadar gençken, başarının bu kadar zirvesindeyken, bu kadar popülerken, böylesine bir rahatsızlığa yakalanmış olması bence haksızlık. Dilerim en kısa zamanda sağlığına, huzuruna kavuşur, ben de Hürrem'ime ve dizime tabii.

Hal böyleyken hiç adetim olmadığı halde haberin yorumlarına da bir bakıverdim. Aman yarabbi millet nasıl yüklenmiş kızcağıza. Yok efendim yalanmış rahatsızlık, herşey rayting içinmiş, kaprismiş. Meryem dizi başına çuvalla para alıyormuş, bu yaptığı şımarıklıkmış, asgari ücret alan ne yapsınmış....vs neredeyse tüm yorumlar bu şekildeydi.

Halkımızın, psikolojik rahatsızlıklara gösterdiği bu garip tepki ve anlayışsızlık, olayı bu kadar yüzeysel görmeleri ve neredeyse dalga geçer, hakaret eder gibi yorumlar yazmaları bana daha çok dokundu.

Neticede, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri eleştirebilirsiniz, asgari ücretin yetersiz olduğunu, çalışma saatlerinin uzunluğunu söyleyebilirsiniz ama gencecik bir kadın, kariyerinin zirvesinde rahatsızlanıyorsa ve bu, bir psikolojik rahatsızlıksa onun üzerine bu şekilde gitmeye kimin hakkı var?

Kız, "tükendim ben" diyormuş, dizi çekimlerinin uzunluğundan, tatil yapamamaktan yakınıyormuş; bir şekilde ruhu bunu kaldırmamış ve şimdi tedavi oluyor. Bize de "geçmiş olsun, inşallah tez zamanda iyileşsin" demek düşmez mi? Nedir bu anlayışsızlığımız, bu kıskançlığımız, çekemememiz?

O acımasız yorumların sahiplerine şunu söylüyorum ben de "Hadi siz de olun bir Hürrem. Sıkıyorsa, becerebiliyorsanız oyuncu olun. Siz de kazanın. Hodri meydan. Kimse kimseye engel değil, güveniyorsanız kendinize, güzelliğinize, rol yeteneğinize, becerinize ya da her ne gerekiyorsa ona, çıkın sahnelere götürün çuval çuval paraları. Öyle oturduğun yerden konuşmak, kıskançlıktan çatlamak yok kardeşim."

En güzel yazıyı Gülse Birsel yazmış bence. Okumak isteyenlere linki burada.

2 yorum:

  1. Çok haklısınız. Uzaktan herkesin imrendiği bir yaşamları var ama demek ki aslı öyle değil. Bizim site de dizi çekiyorlar sabah 8 de başlıyorlar bazen sabaha karşı hala çalışıyorlar. Bir abartı var bizim ülkemizde bu dizi işlerinde. Yabancı dizileri internetten izliyorum 25-30 dakika. Bizde bir bölüm 2 saat. Tabi ki hastalanması normal.

    YanıtlaSil
  2. Bugünkü Hürriyet'te yeni bir yazı daha var. Kızı her sabah 7:45'te alıp sete götürüyorlar ardından duruma göre en erken 20 civarı bırakıyorlarmış. Türk dizileri çok uzun evet, benim de seyrettiğim yabancı diziler çok kısa. Aslında seyirci için de daha iyi kısa olması, tüm akşamınız tv karşısında geçmemiş oluyor. bakalım ne olacak bu işin sonu...

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac