Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



23 Mayıs 2013 Perşembe

Anne'lerimiz

Anne misiniz? Evetse, nasıl bir annesiniz? Hayırsa, nasıl bir anne olmayı planlıyorsunuz? Çevrenizdeki "anne" profilleri nasıl dikkat ediyor musunuz hiç?

Anne olduktan sonra "üçüncü gözüm" açıldı desem abatmış olmam. Hayata bakışım, çevremdekileri değerlendirişim, analiz edişim, daha önceden farklı değerlendirip şimdi farklı algıladığım olaylar, insanlar, durumlar o kadar fazla ki. Eskiden bildiğim ve inandığım kalıplar vardı, rutine bağlamış gibi söylerdim "ana gibi yar olmaz" ya da "fedakar ve cefakar anneler" ... Şimdi inanarak, ta canımdam söylüyorum bu sözü. Hatta çevremdeki annelere o gözle bakıyorum.

"Meryem" var mesela, Türkmen bir kızcağız, 22- 23 yaşlarında. Bizim sitede bir hanıma bakıyor, yatılı kalıyor. Memleketteki 27 aylık kızını, anne- babasına emanet etmiş. Kendini gurbete atmış. Çalışması, para biriktirmesi, yaşadığı yerde bir ev küçük de bir arsa almayı başarması gerek ki kızına kavuşabilsin. Kızından bahsettiği anlar dışında yüzü hep gülüyor, hayatımda gördüğüm en iyi niyetli, candan, sıcak, samimi insanlardan biri. Üstelik böylesine bir hayatın içinde.... Kızıyla telefonda konuşuyor, ona kıyafetler yolluyor buradan. Ama biliyor ve farkında ki, aslında kızının hayatında "yok". Belki bu yüzden öğleden sonraları parka indiğimizde o da çalıştığı evden izin alıp geliyor ve hep çocuklarla oynuyor. Doyamadığı kızını mı anımsıyor bilinmez.....

Afgan bir hanım komşumuz daha var, ismini bilmiyorum. Eşinin işi sebebiyle geldiler buraya. Tam 4 çocuğu var. En büyüğü İsmail 8 yaşında, Furuh 6, İbrahim 4 ve son numara Hamza 13 aylık. Kendisiyse 26 yaşındaymış, yani hesaplarıma göre evlendiğinde 17 civarında olmalı. Bahçeye fazla inmiyor, belki inemiyor, 4 çocuk (üstelik biri bebek), eşi ve kendisi tam 6 kişiler evde. Altı kişi bir oturuşta ne yer? Çamaşırları ne sıklıkta yıkanır? Çocuklar okuldan gelince ödevlerini nasıl yaparlar? Hamza bebek türlü zorluklarla uyuduğunda, çocuklar gürültü yapmadan dururlar mı? Düşündükçe bana daral gelen bu haller içindeki Afgan komşumuz, herşeyle tek başına, evet tekrar ediyorum tek başına uğraşıyor. Neden bilmiyorum, temizlik için bile yardımcı tutmuyor. Maddi sebepleri olduğunu sanmıyorum çünkü eşinin işi gayet iyi. Tek bildiğim ve gördüğüm şu ki, kadıncağız tam bir atom karınca, ne zaman görsem yüzü gülüyor üstelik. Sanki evde o kadar uğraş veren başkası.....

Afgan Hanımla komşu olan bir başka anne komşum daha var. O da meşhur reklam cıngılında söylendiği gibi "çocuk da yaparım kariyer de" tarzında, sıcacık, güler yüzlü ve içten bir komşum. Çalıştığı için pek görüşemiyoruz ama biraraya geldiğimizde sohbet edecek çok konu bulabiliyoruz. Finans sektöründe çalışıyor, oğlu 25 aylık. Bebeği olur olmaz, bir arkadaşının tavsiyesiyle Filipinli bir hanımla (Nili) anlaşmış, yatılı olarak. Nili, dışarıdan görüğüm kadarıyla harika bir "bakıcı". Bakıcı demeye utandığım için tırnak içinde yazdım aslında, yaşı biraz büyük ama bir büyükanne torunuyla nasıl ilgilenirse öyle ilgileniyor minik Can'la. Komşum, iş sebebiyle Londra'ya gidip kaldığında, İstanbul'daki tüm düzenini oraya taşıdı, sonra geri taşındılar, sonra bir daha taşındılar, sonra bir kez daha ve artık İstanbul'dalar. Mesai günleri Nili bebekle ilgilendiğinde annesi kariyerini yaptı, yüzme yarışlarına katıldı ve eve gelir gelmez Nili'den aldı yavrusunu, sadece ve sadece onunla ilgilendi. Nereden mi biliyorum, tabii ki sohbetlerimizden. Can, kendisiyle canı gönülden ilgilenen bir "bakıcı"sı varken, annesine de pek hasret kalmadı aslında. Çünkü komşum, dengeyi çok iyi kurdu.....

Apartman görevlimizin hanımı sonra... Geçen sene bu vakit 3. çocuğuna hamileydi. Karnı burnunda temizliğe gider, gittiği evlerde de en ağır işleri dahi yapardı. Kaç kez cam tepesinde gördüm onu. Yüreğim ağzıma geldi, düşecek diye. Malum karın büyüyünce ağırlık merkezi de değişiyor. Ama ne yapmalıydı ki? Apartman görevlisinin aldığı asgari ücretin tek başına yetmeyeceği aşikar, üstelik kötü günlerini düşünecek kadar akıllı insanlar karı koca, bildiğim krediyle ev almışlar, onun taksitleri var ödenmesi gereken. Durmak yok yani anneye, dışardaki 2 can, karnındaki tek can için neredeyse doğuma kadar çalıştı durdu.... 

Anne'lerimiz işte.. Ama öyle ama böyle. Ama Türk ama yabancı. Ama okumuş ama cahil. Ne fark ediyor ki? Sonuçta hepsi çok fedakar çok cefakar değil mi? Kocaman bir alkış onlara !      

2 yorum:

  1. Gercekten boyle defne :)yine ne guzel yazi olmus,bu arada yaziyi okurken baska bi yerde gibiydim,ucurtma avcisini okudum bi an boyle degisik dugular uyandirdi bende,turkmen,afgan deyince:))) sevgiler cok operimm

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim Nalancığım, arayı çok açma sizden haberleri sabırsızlıkla bekliyorum :) İyi haftasonları şimdiden !

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac