Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



6 Ocak 2015 Salı

Anne, Noel Baba var mı?

Yılbaşından önce yeterince şişmiştim, yok efendim "Müslüman"lar "yılbaşı" kutlar mı, kutlamaz mı? "Yılbaşı günü eve bir mandalina almak bile caiz değildir" içeriğindeki son cuma hutbesi, yok efendim Hıristiyan pide kuyruğuna giriyormuymuş ... vs vs bir dolu polemik üstelik Defne yine hasta, "alın yılbaşınızı başınıza çalın uleeennn" diye bağırıp, mikrop yuvası evimizi yakarak dezenfekte etmek aklımdan geçmedi değil. Yaptım mı, tabii hayır, aklı selim davranıp, saçma sapan tartışmalar "yok"muş gibi davranmak kolayıma geldi.

Bu zaman diliminde bir gerçek vardı ki, Defne yine hastaydı ve yuvadaki yılbaşı partisini kaçıracaktı. Gerçi eşime ve doktoruna kalsa, "zaten yarım gün, ne olacak gönderiver alsın hevesini"ydi, ama içime sinmedi işte. Hava soğuk, fırtınalı, üstelik yuvadaki "sağlam"(ne sağlamı ayol mikrop kaplı hepsi) çocuklara bulaştırma ihtimali, bir an için bile düşünmeden evde tuttum kızımı. 

Bir diğer gerçek de, geçen sene olduğu gibi öğretmenleri bu sene de "Noel Baba"nın geleceğini (evet geçen sene dumanların içinden çıkmıştı, anlatıla anlatıla bitirilemedi) ve (daha evvel ana babaların yuvaya ulaştırdığı) hediyeleri çocuklara vereceğini müjdelemişlerdi. Bu etkinlik tüm çocukları olduğu gibi Defne'yi de sarmıştı tabii. Geçen sene, 3 yaşındayken yaşadığı bu unutulmaz anısı tekrar canlanacak, azıcık çekinerek de olsa Noel Baba'nın kucağına oturup, fotoğraf çektirip, sürpriz hediyesini kapacaktı. Of ki ne of.

İtiraf etmeliyim ki geçen sene Noel Baba'lı fotoğraf gelince, ilk ve tek dikkat ettiğim şey, Noel Baba kılığındaki kimsenin erkek olup olmadığıydı. Yok, "yobazlık" filan değil, çocuk pedofili (bilemeyenler için çocuklara sapıkça duygular besleyenler) ülkemizde hayli yaygın olduğundan. Yuvaya güvenim sonsuz lakin insanlar kavun değil ki koklayıp anlayasın. Allah'tan hanımdı Noel Baba da derin bir soluk almıştım. Bu sene de öyle olacaktı kuşku yok, ancak ve ancak küçük Defne hasta olduğundan bu etkinliği kaçırıyordu. Kendisi de farkındaydı bunun. 

Şimdi, beklediğiniz üzere Noel Baba ve İslamiyet konulu ateşli tartışmanın yakınından bile geçmeden, gerçeği Defne'ye açıklama ve kendi aydınlanmasını yaşatma zamanıydı.

Defne'ye yalan söylemiyorum, doğduğundan beri hep gerçekleri duydu, anladı anlamadı, hoşuna gitti gitmedi ayrı. Birkaç küçük yalan hariç tabii (yalanın küçüğü olmaz da, hani yesin, uyusun, soğukta sıkıca örtünsün diye söylenen bildik hurafelerden bahsediyorum).

Bunun en önemli nedeni, küçükken bana söylenen bazı şeylerin yalan olduğunu anladığımda yaşadığım hayal kırıklığı ve güvensizlikti. Mesela anneannem ölmüştü, bana geziye gittiği söylendi, 4 yaşındaydım, beni çok severdi böyle aniden gitmesi normal değildi ve bir süre sonra (tahmin edilenden daha kısa bir süre) bunun gerçek olmadığını anladığımda benden gizledikleri için çok kızmıştım. Acımı yaşatmamışlardı ve atlatmam uzun sürdü. Bunun dışında klasik iğne olacaksın ama acımayacak, yok efendim ıspanak yersen saçların daha çabuk uzayacak. Örnekler çok.... 

Keyifli bir anında Defne'yi karşıma aldım. Önce ona hasta olduğunu, evde kalıp iyileşmesi gerektiğini ve ardından yuvaya gidebileceğini söyledim. Buraya kadar sorun yok, zira yuva yok ev var, anna köle var, her istediği şrak gerçekleşiyor vs. Geldik işin zor kısmına. Yuvadaki yılbaşı partisine de katılamayacağını, ancak evi süsleyeceğimizi ve hediyesini alacağını söyledim. İşte burada bir inanmazlık yaşandı, Defne, hediyeyi Noel Baba'nın getireceğini, bu durumda Noel Baba'nın bizim eve gelip gelmeyeceğini sordu. Sandığımdan daha olumlu ve verimli ilerlemeye başladık. Ona Noel Baba'nın çok eski zamanlarda yaşamış, çocukları çok seven yaşlı bir amca olduğunu (ayol bir azizdir kendisi biliyorum da, çocuk ve din eğitimi, aziz ne demek filan dehlizlere dalmak istemedim), ama artık hayatta olmadığını, bu yüzden hediye getirmediğini söylediğimde Defne'nin gözleri yaşarmıştı. (Aslında farkında olmadan bir aydınlanma yaşıyordu, gerçekler acıdır ve insan göğüs germelidir) Bu esnada anladım ki sorun Noel Baba değil, Defne yabancıları hakikaten sevmiyor, sorun hediye kısmı. Aha da yakaladım açığı uyanıklığıyla hedefe atış yapıp, ona anne-babası olarak bizim hediye aldığımızı söyledim, minik dudaklardaki gülümseme görülmeye değerdi. 

Defne, "Noel Baba öldüyse etrafta dolaşan onca adam kim" diye sormayı akıl edemedi tabii. Ta ki bu sabaha kadar. Bu sabah yuvaya giderken (ivit bugün Defne'nin yuvası açıktı ve uzun bir aradan sonra Defne yuvaya intikal etti), beklediğim soru geldi. "Bugün Noel Baba yuvaya gelicek mi?" Önceden hazırlandığım için keyifle yanıtladım sorusunu "hayır gelmeyecek, çünkü yılbaşı geçti. Hem biliyor musun Defne, sana bahsetmiştim Noel Baba çok eskiden yaşamış, artık hayatta değil. İnsanlar Noel Baba elbisesi giyip, onu canlandırıyorlar. Nasıl sen Minnie'li tacını takınca biz sana Minnie diyoruz işte onun gibi. Yılbaşında sana istediğin oyuncağı almıştık hatırlıyorsun değil mi? İstersen eve döndüğünde beraber oynarız."

Şunu da biliyorum ki bugün yuvada Noel Baba muhabbeti açılacak, hatta "sen yoktun" diyerek üzerine gelecek arkadaşları (çocuklar haindir, buna izin vermeyin), Defne Noel Baba'nın olmadığını söylediğinde arkadaşları bayağı bir ti'ye alacaklar küçüğü ve o da üzülecek, tıpkı benim yaşımdan erken yaşadığım her aydınlanma sonucunda düştüğüm uzaylı durumları gibi. Ancak uzun vadede, gerçekleri bilen olmanın keyfini çıkaracak ve en önemlisi yalan söylemediğim için bana her zaman güvenecek. Seviyorum bu win-win durumlarını...            

1 yorum:

  1. Defne'ye çok çook geçmiş olsun. Bizi bu yuvalar mahvetti :)
    Ben de çocuklara doğruları söylemekten yanayım ama bazen pembe yalanlar da çıkıveriyor ağzımızdan. Bazen de açıklayamayacağım şeyler sorduğunda da "bilmiyorum" diyorum, topu taca atmak gibi oluyor ama konuya girsem çıkamam :)

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac