Upuzun bir aradan sonra başlamak zor geliyor. Ne desem, hangi birini anlatsam, nasıl girsem geliştirsem ve bitirsem...
Defnenin yuva maceraları, bayram tatilimiz, mevsimsel hastalıklar, yaptıklarımız, yapamadıklarımız, yıllar sonra kendime ayırabildiğim gerçek anlamda zamanlar, hatırladığım hobilerim, okuduğum kitaplar, etkinlikler, karar ve kararsızlıklarım, hayatıma damgasını vuran hayalkırıklıklarım, tükenmişlik hislerim ve elbet alışkanlıklar....
Babam ve oğlum filminin bir sahnesi vardı hafızamdan asla silemediğim, hayatı - olacakları nasıl engelleyemeyeceğini anlatan. Babaya "tut " diyordu Şefik Sezer, oğlana ise " koş ve babanı devir, geç" ve Çetin Tekindor o sahnenin sonunda anlıyordu ki olacakla öleceğin önüne geçemiyorsun, ne yaparsan yap. "Faydası yok sözlerimin, bildiğini okuyor hayat, her nasıl olsa..." Diyor ya Gripin bir şarkısında aynen de öyle.......
Tam 1 ay olmuş bloga dokunmayalı, benim gibi sık yazan biri için çok uzun bir süre. Öyle ya da böyle elim varmadı yazmaya, sebepleri bana kalsın diyelim.... Neticede, bir şekilde başladım ya yeniden, gerisi gelir ne de olsa değil mi?
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce
Hoş geldin.. Hem merak hem de özlem içindeydim. Neyse döndün ya mühim olan bu. Keyifle bekleyeceğim yazılarını :)
YanıtlaSilHoş bulduk Sütlü Kahve, güzel yorumun için teşekkür ederim :)
YanıtlaSil