Maşallah ki maşallah, oturduğum sitede zaman geriden geliyor, sanki 80'lerin sonunu yaşıyorum, aslında çeşitli sebeplerden tam doyamadığım çocukluğumu, ama bu sefer anne olarak. Karışık girdiğim konuyu nasıl toparlayacağım bilemiyorum ama acayip nostalji kokacak yine...
80'lerin ikinci yarısı, annem her zamanki gibi tam zamanlı çalışıyor, ben ilkokulda kardeşim anaokulunda. Okul dönüşü büyükbabam bizi evde karşılıyor, annem gelene kadar bizimle oturup sonra evine dönüyor. Büyükbabamın gelemediği zamanlar ya da onunla birlikte gidemediğimiz yazlar bakıcı hanımlar oluyor yanımızda. O yıllar için çok sık rastlanan durumlar değil bu, genelde anneler evde çünkü. Belki de bu yüzden "bakıcı" kelimesi bile bana antipatik geliyor, özellikle Defne'den sonra. Hiç doyamadığım annemi ve yaşayamadığım çocukluğumu anımsatıyor bana... İstanbul'daysak sokağa çıkıp oynamaya iznimiz yok. Maalesef annemin birazı mesleki birazı da aileden gelen ve sanırım sorumluluğu tek başına üstlenmiş olmanın ağırlığını taşıyan korkuları var. Çocuklarımın başına birşey gelir mi, ben zaten işteyim bakıcılar sahip çıkabilir mi vs vs... Velhasıl kardeşimle ben evdeyiz. Biraz çizgi film, biraz ödev, biraz kapı kapı gezen videocudan kiraladığımız Hababam Sınıfı serileri, hayat gelip geçiyor, sonsuz mutluyuz ama eksiğiz de bir yandan. Hep bir özlem var içimizde.
Annemizle olmaya özlem, okuldan gelince mis gibi anne keki kokusu almaya özlem, sokağa çıkıp oynarken anne tarafından çağrılmaya özlem... özlem de özlem yani....
Vee aradan yıllar geçiyor, kardeşim de ben de evleniyoruz, anne evimizi kapatıp başka başka yerlerde kuruyoruz yuvalarımızı ve bu arada Defne'cik doğuyor. Kimselere emanet edemiyorum, işten ayrılıyorum ve gün be gün, oturduğum sitenin nasıl eski özlem dolu yılları bastırdığına şahit oluyorum.
Çalıştığım dönem fark etmemiştim, gerek görmemiştim, zaten zaman da yoktu ama meğer ne güzel komşuluk varmış bizde. Defne doğar doğmaz neredeyse tüm komşular "hayırlı olsun"a geldiler, işte o zaman annem yaşındaki teyzeleri, benim gibi artık ev hanımı olan meslektaşımı, evden çalışan karşı komşumu bir kez daha ve yakından tanıyorum. "Fazla limon var mı?" diyecek kadar, gecenin bir saati kapılarını çalıp yardım isteyecek kadar, "hadi çocukları parka indirelim"den tutun, çok kar yağıp eve tıkılınca her gün birinde geçirecek kadar benimsiyoruz birbirimizi. Çocuklarımızın "eski"lerini bile paylaşıyoruz. Dönem dönem uzaklaşmalar olsa da hep orada, hep var olduğumuzu biliyoruz.
Sitemizdeki çocuk parkı da 80'lere taş çıkaracak cinste. Neredeyse tüm çocuklar okul dönüşü parkta oluyor. Türlü yaramazlıklar, mutlaka top oynamak, tavuk ve kedileri kovalamak, bağrışıp çağrışmak, İsmail dedenin hışmından ölümüne korkmak hepsi mevcut. Defne'ciğin bile kendine özgü bir çevresi var. Pıtı pıtı parka indiğimizde her yaş çocuk hemen sarar etrafını, elinden tutup merdivenleri indirirler, aralarına, oyunlarına alırlar, dikkat ederler onun küçücük hallerine... Bazen uzaktan bazense yüreğim ağzımda yakından izlerim yaptıklarını, her seferinde fotoğraf makinemi almadığıma pişman olurum. Çocukluk arkadaşı gibisi var mıdır? Çocukluk anıları gibi unutulmayanı?
Buram buram 80'lerin sonu kokuyor oturduğum yer ve işte ben, hasret kaldığım o dönemi bu sefer "anne" olarak yaşıyorum. Küçük Defne inşallah büyüdüğünde bu günlerini güzel ve iyi anılarla hatırlasın ! Yarına söz, parka inerken götüreceğim fotoğraf makinesini ve çektiğim fotoğrafları eski usul bastırıp tek tek çete üyelerine dağıtacağım, arkalarına da yine eski usul tarih atıp kareme sığışanların isimlerini yazacağım...
22 Mayıs 2013- İstanbul,
Defne- Berat- Lara- Kerem- İbrahim- Furuh- Demir- Atalay- İsmail- Ayça- Orçun & Emir bebek
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce
tüyleri diken diken edici güzellikte bir yazı daha..
YanıtlaSilkendi çocukluğuma döndüm,buram buram kokusu geldi..
şimdiden öyle kafa patlatıyorum ki bu duruma.evlenmeden önce bu tarz düşüncelerim yoktu,çalışırım diyordum,öncesinden beri düşüncem hep buydu.iş kadını da olurum anne de olurum icabında diyordum.
ama şimdi anne olmak kısmı öyle ağır basıyor ki..çocuğum olduğunu düşünüyorum da başkalarının elinde,anneden babadan yoksun büyüsün istemediğimi farkediyorum.baba zaten çalışıyor(illaki:)),anne de sabahtan akşama kadar çalışırsa o çocuk,çocukluğunu ne derece yaşayabilecek?eksik kalacak sürekli.
oturduğunuz yer ne güzelmiş öyle.bizim sitede de çocuklar aşağıda bıcır bıcır oynuyorlar ama şu an itibariyle komşuluk ilişkim sıfır,yüzlerini göremiyorum çünkü çalışınca :) belki ilerde benim de durumum seninki gibi olur belli mi olur ..
Bir yetişkinden, çalışan annenin çocuğu olmanın nasıl olduğunu, nasıl izler bıraktığını okumak içimi ezdi geçti. Evladımı düşündüm, onda kalacak izleri düşündüm. Ben ev hanımlarına özeniyorum dediğimde bana anlamsızca bakan yüzlere işte bu sebepten demek istiyorum. Bunu söylediğimde beni yadırgasalar da bence evde olup çocuğuna insanın kendisinin bakması, bu özgürlükte olabilmek bence bir anne için lüks, şans. Koşullar koşullar...
YanıtlaSilSevgili Sessizce, bunları düşünmemin nedeni annemi çok erken yaşta kaybetmiş olmam da olabilir, tam emekli olacak hayat koşullarına ulaştığımız sene aniden öldü gitti kadıncağız ve mecburdu çalışmaya, başka seçeneğimiz yoktu.Eğer emekli olabilseydi, birbirimize daha fazla doyma şansımız olabilirdi, şans :( Bu yüzden kendini kötü ya da suçlu hissetme. Bir annenin çocuğuna kendi bakması maalesef lüks oldu, birçok başka şeyden fedakarlık anlamına geldi katılıyorum ama bir annenin özellikle kız çocuğuna güçlü, dimdik ayakta bir kadın örneği ve profili çizmesi de bence müthiş birşey. Keşke denge olabilse yani yarı zamanlı çalışabilsek ama ülkemizde maalesef bu yok işte. Önümüzdeki günlerde "tanıdığım anneler" ya da benzer başlıklı bir yazı daha yazacağım ve orada komşumuz genç ve çalışan bir anneyi de anlatacağım, karamsarlığa düşmeden o yazıyı bekle, benim kafamdaki anne idolü odur desem yalan olmaz. Sevgilerimle,
YanıtlaSilAh ah o denge olabilse keşke. Anneler çalıştığı için suçluluk duymasa, çocuklar da anneye hasret kalmasa..
SilYazını merakla bekliyorum.
Eylül'cüğüm, daha yazarken tahmin ettim beğeneceğini çünkü seninle kafa yapılarımız çok benziyor. teşekkür ederim güzel yorumuna. Ben de çalışırken komşuların farkında değildim, şimdilerde sitenin muhtarı olacak vaziyetteyim. Çocuğun olduğunda en doğru ve uygun kararı vereceğine inanıyorum, bunu da en iyi sen ve eşin bileceksiniz, zamanı geldiğinde :) Sevgilerimle,
YanıtlaSil