Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



16 Mayıs 2013 Perşembe

"Meclisin Unuttuğu Kahraman Nezahet" Ozan Bodur -kitap önerisi

Basılı gazete okuyabildiğim sayılı günlerden birinde, Nuray Babacan'ın makalesine denk geldim. Makalede, o güne kadar ismini duymadığım bir kahramandan bahsediliyordu. Üstelik bu kahraman küçücük bir kız çocuğuydu, babasının emrindeki orduda kıran kırana düşmanla çarpışmıştı. Hani şimdilerde afedersiniz "tukaka" gösterilmeye çalışılan Kurtuluş Savaşı'nda.

Güya onca sene tarih okutulmuştum. Ama hep aynı teranaleri... "Açın çocuklar defterinizi yazın bakalım, falanca savaş, sebepleri, sonuçları, tarihi " Halbuki bilmemiz, ders almamız, gurur duymamız gereken ne önemli olaylar ve insanlar var tarihimizde. Belki tarih dersleri bu şekilde işlense, gerçek hayata indirgense daha cazip gelebilir öyle değil mi? Neyse konuyu dağıtmadan kitaba döneyim.

Okuduğum makalede bahsedilen kahraman, Onbaşı Nezahet'ti. Kurtuluş Savaşımızın saklı kalmış ve maalesef hakkı yenmiş kahramanlarından biri yani. Hemen son yayınlardan onunla ilgili bir kitap buldum, aldım ve okudum.

Annesi erken yaşta ölünce, babası Nezahet'i kimselere emanet edemiyor ve Nezahet'in de isteğiyle küçük kahramanımız babasıyla birlikte orduya katılıyor. Defalarca donma tehlikesi geçiriyor, at binmeyi, silah kullanmayı öğreniyor. Bunları yaptığı sırada sadece ve sadece 8 yaşında. Tarihimizde bir çocuğa verilen ilk ve son onbaşılık rütbesini alıyor. Yunan Kuvvetleri, Nezahet'in içinde yer aldığı orduya "Kızlı Alay" adını takıyorlar hatta.

Sadece savaşması değil, askeri cesaretlendirmesi de takdire şayan ve hayret verici. Yazılana göre, öyle bir an geliyor ki askere şöyle sesleniyor "ben babamın yanında ölmeye gidiyorum peki ya siz?" O böyle söyleyince asker şaha kalkıyor tabii, düşünsenize 8- 12 yaşlarında bir kız çocuğun cesaretini, gözü karalığını en önemlisi vatan aşkını.

Kurtuluş Savaşı kazanılınca bu kıza İstiklal Madalyası verilmesi kararı çıkıyor ama bu karar bir türlü yerine getirilmiyor. Ve kahramanımız son nefesinde bile bu madalyanın hasretini söylüyor. Daha sonrasında okuduğum habere göre, madalya geride kalan ailesine verilmiş. Gecikmiş vefa borcu yerne getirilmiş olsa da dünya gözüyle göremeden ne anlamı kaldı diye insan düşünmeden edemiyor.

Bahsettiğim kitap, sürükleyici, akıcı, ilkokul çağındaki çocuklara da okutulabilir bence. Özellikle tarih meraklılarına tavsiye ederim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac