"Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, orada insanların nasıl öldüğüne bakın" demiş büyük düşünürlerden Albert Camus.....
Düşünüyorum, düşünüyorum. Berkin'den öncesini, sonrasını, hiç tanımadığım o kapkara oğlanı.... Düşünüyorum da çıkamıyorum işin içinden. Hem modern hem geleneklerine bağlı hem öyle hem böyleyiz diye sağa sola caka satarken nasıl da her seferinde sınıfta kaldığımızı....
Yaşadığım topraklarda olan biteni çözemiyorum, belki artık çözmek ve anlamak da istemiyorum. Hukuka bakıyorum, sosyal düzene bakıyorum, vicdanıma soruyorum hepsi birbirinden farklı şeyler söylüyor. Yıllar yıllar sonra Defne bir gün büyüyüp de bana bu günleri sorduğunda ona ne cevap vereceğimi düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum.... Acaba Defne büyüyecek mi diyorum, büyüyüp de beni bulacak mı diyorum....
Minicik bir yüreğin, kendisini korumak ve kollamakla yükümlü bir kamu görevlisince öldürülüşü; son günlerde çorap söküğü gibi gelen tahliyeler, Urfa'da elektrik borcu yüzünden 14 yaşında evlendirilmeye kalkılan o kız çocuğu, "ayın 20'sinden sonra olacakları bekleyin ne kasetler görüntüler çıkacak" iddiaları....
Şakır şakır yağmur yağıyor İstanbul'da. Gökyüzü, bu kış hiç olmadığı kadar karanlık. Ama içim ferah. Biliyorum ki, iyice dibe vurmadan, iyice karanlığa gömülmeden aydınlanmayacak yüreklerimiz...... sabırla bekleyeceğiz, asla pes etmeyeceğiz, bize düşen görevleri yerine getireceğiz....
Yarın, sadece yarın ekmek almayın evinize olur mu? Ekmeğini evine taşıyamayan o çocuğun anısına, yemeğimizin suyunu ekmeksiz yiyelim.... bir yanımız eksik kalsın....
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder