Oldum olalı Levent Çarşı'ya bayılırım. Az katlı dükkanları, kontrol edilebilir ölçekte trafiği ve kolay erişilebilirliği ile sıcacıktır benim için. Güzel anılarım vardır o çarşıda.
Uzuuun bir aradan sonra bugün çarşıma tekrar kavuştum. Defne'ye hamileyken eşimin arabayla beni bıraktığı yerde indim otobüsten. Bu kez işe gitmek için değildi inişim, aheste beste gezmek, Kahve Dünyasında kahve içmek, Aslı Börekten sarma almak için, -aslında tüm bahaneler bir yana çarşımı görmek için- gittim Levent'e.
Otobüsten indiğim noktada içim burulmadı değil. Tam 2.5 senedir o noktaya bas(a)mamışım bir şekilde. Bu kez Defne yok karnımda, o sıralar evde mışıl mışıl uyumakla meşgul... Dediğim gibi işe yetişmek zorunda da değilim. Ağır ağır çıkıyorum merdivenleri, hemen yanıbaşındaki dükkanın kuaför olduğunu görüyorum. Postane aynen duruyor ve nihayet Kahve Dünyası... yandaki kafeyi alınca ne kadar büyümüş, iyi de olmuş, içeride oturulabilecek alan genişlemiş. Kahveden önce Aslı Börek'e uğramak ve çarşımda kısa bir tur atmak istiyorum. Kim bilir daha ne sürprizler bekliyor beni.. tıpkı halk otobüslerindeki biletçilerin "uzuuun bir zamandır" olmadığını öğrendiğim gibi !
Hastane isim değiştirmiş, bir iki dükkan da değişmiş. Şarküteriler aynı, önlerinden geçerken bir kedi gibi derinden nefes aldığımı fark ediyorum, gülümsüyorum :) Pastaneler yepyeni ürünler çıkarmışlar. Yaşlı amca, Komşu Fırının önünde şemsiye ve baharat satmaya devam ediyor.
Sarmayı aldıktan sonra Kahve dünyasında oturuyorum. En sevdiğim kahve eşliğinde, uzun zamandır konuşmadığım bir dostuma telefon ediyorum. Kimse eteğimi çekmeden, acele etmeme gerek olmadan dakikalarca konuşuyoruz, özlem gideriyoruz.
Kahvem bitince kalkıyorum, hava da soğuk zaten, yine otobüse binip eve dönüyorum. Tatilden dönmüşcesine rahatlamış bir şekilde varıyorum eve. Hatta Defne uyuduğundan, patates nişastası bulmak için 4 farklı market dolaşıyorum. Bir bebek, bir puset ve soğuk bir havada asla yapamayacağım bir şekilde ve hızda. Kışın, tüy kadar hafif hissediyorum bu yüzden.
Ve nihayet baba, küçük prensesin uyandığını haber verince eve dönüyorum. Henüz uyku kokan pembe yanacıklarından öpüyorum. :)
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder