Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



21 Ocak 2014 Salı

Ba(ğ)zı Şeyler

Ortak hayatta ba(ğ)zı şeyler vardır ki, olmazsa olmazdır, değiştirilemez, değişmesi teklif dahi edilemezdir. Sadakat, saygı, iyi niyet .... ve daha global baktığımızda adalet. 

Hukuk fakültesine girdiğim, okuduğum yıllarda da "adalet" bağımsız değildi, her zaman hep "haklı" olan kazanmıyor, "işini bilen"/ "gemisini yürüten kaptan" tabiri caizse malı götürüyordu. Ama özellikle son yıllarda yaşadığımız onca olay, göz altına almalar, yargılama safhalarında yaşananlar, verilen hükümler hangi görüşten olursa olsun bence "vicdan sahibi" bir insanın kanına dokunacak cinsten. Gazetelere konu olaylarda verilen hükümler için hangimiz çıkıp "aha işte adalet yerini buldu" diyebiliyoruz, "suçlu" ilan edilen kişinin gerçekten "suçlu" olduğuna kanaat edebiliyoruz? Sizi bilmem ama benim içime sinmeyen, aklıma takılan, vicdanımı sonsuz yaralayan o kadar çok örnek var ki. Bu yüzdendir ki, çok uzuuuun bir süredir benim için bu ülkede "at izi, it izine karışmıştır" ve maalesef öyle bir karışmıştır ki, bundan sonra pirincin taşını kim nasıl ayıklayacaktır, ayıklayabilecek midir bence bilinmezdir. 

İşte bu yüzden, o bazılarının beğenmediği, "makbul" görmediği, göremediği önder,  "Adalet mülkün temeli" demiştir. Mülk, bu deyişte "devlet"i temsil eder. Hani özellikle başımız sıkıştığında hastanesine, polisine, adliyesine ve sair kurum ve kuruluşlarına başvurduğumuz, "baba" gibi arkamızda durması gereken, haklıysak bizi koruyan- kollayan, haksızsak da en adil cezayı vereceğine güvenmemiz gereken "kutsal" oluşum.   

Balyoz, Ergenekon, Oda TV davaları, 17 Aralık operasyonu, 17 Aralık'tan sonra ne hikmetse bir türlü yerli yerine oturmayan taşlar, aranmasına cevaz verilmeyen silah ve mühimmat dolu tırlar, makam aracına bindirilip arkası sıvazlanan ve örtülü örtülü korunan çocuklar, gidenler gönderilenler, giderken bakla bakla açıklama yapanlar.... Hanginiz, hangimiz güvenebiliyoruz adaletin gerçekten tecelli ettiğine, edeceğine? Kim bilir hangi masum haksız yere yatıyor içerde, hangisi evlat kokusuna hasret, hangisi dört duvar arasında en amansız hastalıklarla boğuşuyor ve en acısı hangisinin gönlünde asla tamir edemeyeceğimiz kırgınlıklar var? Hangi masumu iftiralarla karalamış, alnına leke sürmüşüz?  

Blogumu takip edenler bilirler maalesef biraz karamsar olduğumu ama karamsarlığım kadar gerçekçiyimdir de. Belki de bu yüzden açık açık söylüyorum, bence "adalet, iflas etmiştir bu ülkede." Eğer polis, savcının emrini yerine getirmiyorsa, savcının emri kendisine dokunanlar açısından "kanun dışı" sayılıyorsa, her gün birilerinin görev yerleri değişiyorsa, adalet; yaptığın eyleme göre değil arkandaki güç odaklarına göre farklı tecelli ediyorsa, bugün doğru bildiğin yarın külliyen yanlış ilan ediliyorsa, ben ki sıradan ve zavallı vatandaş sadece ve sadece kuru fasulye ve patates fiyatlarıyla ilgilenmeli, aman kızım hasta olacak diye piyasada "çok rahat bulunan" grip ilaçlarını ilk fırsatta evde stoklama amacıyla yaşamalıyım, öyle değil mi? 

Kahrolsun o ba(ğ)zı şeyler öyleyse...   

5 yorum:

  1. Aynen de öyle. Çivisi çıkmış derler ya, şu anda içinde bulunduğumuz durum o maalesef..

    YanıtlaSil
  2. Çok üzülüyorum Sessizce, kızlarımızı nasıl bir gelecek bekliyor, biz nasıl bir ülkede yaşlanacağız..... Neyce canım, sen nerelerdesin bu arada, hakikaten sessizsin....

    YanıtlaSil
  3. :(( ne kadar doğru, bir o kadar da güzel yazmışsın canım...

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim Nazlı'cım....

    YanıtlaSil
  5. Kahrolsun ba(ğ)zı şeyler!!! :(

    YanıtlaSil

 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac