Sonbahar, soğuk ve karanlık kış günlerinin habercisi de olsa, birçok insana hüzün verse de, doğanın bir nevi kabuk değiştirerek kendini, önce uykuya ardından zinde bir dirilişe hazırlaması, olağanüstü bulduğum renk cümbüşü, bereketli yağmurların camımdaki tıkırtıları beni hep mutlu etmiştir.
Küçüklüğümden beri, ağaçların altına yığılmış, hardal sarısı ve kahverengi karışımı yaprak kümelerine basıp, çıkardıkları hışırtıları dinlemekten, ayaklarımı sürüyerek bunları havada uçuşturmaktan keyif alırım. Hatta, bunu yapabilmek için yolumu değiştirdiğim bile olur...
Sonbaharın elverişli günlerinde Belgrad Ormanı’na gitmeyi, baraj gölünün etrafındaki yürüyüş parkurunu tamamladıktan sonra tahta masalara oturup bir süre sessizliği dinlemeyi seviyorum.
Hele bir de, üşenmeyip evden kumanya ve termosta çay getirmişsem, tabii yanımda sevdiklerim ve fotoğraf makinem varsa, değmeyin keyfime.
Fotoğraflarınıza bayıldım ellerinize sağlık...
YanıtlaSilteşekkür ederim
YanıtlaSilkış fotoğraflarınızıda bekliyoruz
YanıtlaSil