"Sulu köfte isterim" diye buyurdu küçük prenses. Yaşlı kadın mutfağa gitti, bir süre sonra dumanları tüten bir tabakla geri döndü... tabağın içinde sulu köfte vardı.
Küçüklüğüm masal gibiydi. Bir evin ilk torunuydum, üstelik kızdım. Anneannem ve dedem beni el üstünde tutar, şımarmama az kalana kadar her istediğimi yaparlardı. Ben de annem işten dönüp beni almaya gelene kadar keyif sürerdim. Dedemle pikniğe gittiğim, dikiş dikerken anneannemi seyrettiğim, şarkı söylerken sesimin kayda alındığı, dedemin Heidi kitapları okuduğu, anneannemin nane saksısından yaprak yaprak nane koparıp yediğim, banyoda üşümeyim diye beni sıkıca sarmaladıkları, su dolu kovalarla oynamama sonsuz izin verilen o ışıl ışıl günler cennetten çalmaydı. İki yaşlı insan (üstelik anneannem hastaydı da) bir küçüğü ancak bu kadar mutlu edebilirdi.
25 Mart, anneannemle dedemin evlilik yıldönümleriydi. Dedem, "hayata başlangıcım" dediği bu günü doğum günü yapmıştı, biz de öyle kutlardık. Senelerce bu adet böyle sürdü gitti.
Şimdi bugün, anneannemin o meşhur sulu köftesi ile anmak istedim büyüklerimi. Bana sevmenin ve sevilmenin ne kadar güzel, özel ve değerli olduğunu öğrettikleri, var oldukları sürece beni koruyup esirgedikleri için onlara minnettarım. Huzur içinde uyuyun canlarım...
Malzemeler:
- Yumruk büyüklüğünde yağsız dana kıyma
- Yarım avuç pirinç
- İki dilim bayat ekmek içi
- 1 havuç
- 2 patates
- Tuz
- 1 yemek kaşığı un
- Sıvı yağ
Yapılışı:
1. Bayat ekmek içini suyla ıslatın ve küçük küçük didikleyin. Ardından kıyma, ekmek içi, pirinç ve tuzu yoğurun. Kıyma yağsız olduğu için bir miktar sıvı yağ da ekleyebilirsiniz.
2. Yoğurduğunuz harçla küçük köfteler yapıp, un koyduğunuz derince kasenin içerisine atın. Kaseyi sallayarak köftelerin iyice una bulanmasını sağlayın.
3. Havuç ve patatesleri soyup küpler halinde doğrayın. Havucu iki su bardağı suda kaynatmaya başlayın. pimesine yakın patatesleri ekleyin. Su kaynamaya başladığında yavaş yavaş köfteleri ekleyin.
4. Pirinçler uzamaya başladığında pişmiş demektir. yemeğin suyunu kontrol ederek tuzunu ayarlayın.
Not: En iştahsız küçük bile bir noktada sulu köfteye "hayır" diyemiyor. Bu yüzden de sulu köfteyi sevmeyen babasını, haftada en az bir kez yemeye mahkum ediyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder