Güle güle 2011, hayatımın ilk "anne " olarak geçen, bana en güzel ve en zor ilkleri yaşatan yılı ! Güle güle....
Geçen sene 31 Aralık gününü hatırlıyorum, kızımın neredeyse tüm gün kucağımda ağlamasını, akşamüzeri apar topar hastaneye gidip "kolik" le tanışmamızı ve 4.5 aylık sürecek "gaz"lı günlerimizin başlamasını...
O 4,5 ayın sadece "gaz" değil, minicik kızımın ilk kahkaha attığı, ilk başını kaldırdığı, ilk beni tanıdığı günleri de içerdiğini.... yani çok özel ve unutulmaz anlarımızın da olduğunu...
Anneliğin sonsuz fedakarlık ve cefakarlık olduğunu bir kez daha, bu sefer yaşayarak öğrendiğimi...
Bardağın boş yanını düşünüp üzülmektense dolu yanını gerçekten, kalben görüp sevinmeyi...
Her geçen gün biraz daha büyüyen, yaptıklarıyla beni şaşırtıp mutlu eden, yüreğimi ısıtan minicik kızımın şimdilerde daha da bağımsız olma yolunda "adım" atmaya çalıştığını....
Eşimin, neredeyse "yok" denecek ilgime katlandığını, hatta bazen benden yana umutsuzluğa kapıldığını, bu duruma içten içe kahroluşumu...
Evden dışarı çıkmadan/çıkamadan maksimum kaç gün delirmeden durabileceğimi...
Tam da bir noktaya gelmişken, kariyerimi elimin tersiyle itmeyi...
24 saatin hem ne kadar uzun hem de ne kadar kısa olduğunu...
Hayatımı, "küçük mucize"min varlığına göre planlamam ve kabul etmem gerektiğini...
ve şimdi aklıma gelmeyen neleri 2011'de yaşadım...
2012 !... Bizim için neler hazırlıyorsun bilmiyorum ama şundan eminim ki, hayat yolculuğumuz, biz birlikte olduğumuz, birbirimize inandığımız, iyilikler için elele tutuştuğumuz sürece keyifli, yaşanası ve dayanılır olacak.
Bu vesile ile blogumu takip eden tüm dostlara mutlu yıllar dilerim... Tıpkı fotoğrafta, kış soğuğuna inat kıpkırmızı meyve veren çiçek gibi...
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce