Bugün çok keyifli bir yazım olacaktı, "yarı bunalım" takılan bu blog için şaşırtıcı ama vallahi billahi de gerçek. Bu akşam, İstanbul'da verilecek olan, tabii iptal edilmediyse, Aerosmith konserini yazacaktım. Biraz nostalji, biraz espri biraz da müzik olacaktı içinde. Ama ne mi oldu?
Dün akşam tam Defne'yi uyutacakken, eşim "Manisa'da patlama olmuş, acaba ne ki?" dedi, haber taptazeydi, "Soma" diye ekler eklemez, "maden" diye ben tamamladım, aklıma ilk etapta gelen terör, yerini Soma madenlerine bırakmıştı çünkü. (coğrafya öğretmenlerimin ellerini öpüyorum)
Defne uyudu, haberlere baktık, yatana kadar dolandık durduk..... ve sabah, onca telaşın arasında ve "kötü" gerçekleri biraz ötelemek için bakmadık internete. Taa ki Defne'yi yuvaya bırakıp da ev yoluna koyulana kadar açmadım radyoyu. Tam da en kötü dörtyol ağzında, spiker "200 civarında kişinin öldüğünü" anons ettiğinde, arabayı nasıl eve getirebildim bilemiyorum.
Karanlık, çok karanlık..... Oturduğum yer dahil, benzin istasyonu vs her yerde bayraklarımız yarıya inmiş. Hepimizin ağzında "Soma".
Evet, "kader"dir bazı şeyler, "her canlı bir gün ölümü tadacak"tır. Ama bu mudur yani tüm söylenecek şey? Bir süre önce meclise sunulan ve reddedilen önergeyi söylemeyeceğim, bundan önceki maden "kaza"larına deyinmeyeceğim ama bu işin sorumluları kimlerdir, tek tek ortaya çıkarılmalı ve hesap verilmelidir. Bunu yazdım diye, "gezici", "paralel" damgaları yemeye hazırım. Zaten ülkemin başbakanı için "yok" hükmündeyim, ona oy vermediğim için, onu eleştirdiğim için.....
Güney Kore'de, bir gemi battı hatırlıyor musunuz? O faciada yüzlerce lise öğrencisi öldü, akabinde ne oldu? İşte bu oldu. Hukukta "kusursuz sorumluluk" diye bir kavram vardır. Bazen, bazı durumlarda eline silah alıp adam öldürmezsin ama öyle bir davranış içindesindir ki senin yüzünden birileri ölür ya da zarar görür, işte o durumlarda sen de sorumlusundur. Mesela, evinin dış cephesine baktırmazsın ve o dış cephe birinin üzerine yıkılır, adam ölür ya da yaralanır, ev sahibi olarak sen de, seni denetlemeyen kimseler de sorumludur. Yani bizzat kastın olmasa da, idareci anlamında maiyetinin davranışlarından da sorumlusundur, bu yüzden takımını iyi kurmak, iyi idare etmek ve denetlemek zorundasındır.
"Bugün siyaset konuşmayalım" diyenlere de katılıyorum, evet konu siyasi değil, tamamen, partilerüstü, insani bir konu... 200'ün üzerinde babanın, amcanın, dayının, kardeşin, evladın bir daha ailelerine kavuşamayacak olmaları sadece ve sadece bir "facia" olabilir.... bundan malzeme de çıkarılmamalıdır. Ama sorulmalıdır, cevaplanmalıdır, eller vicdana konulmalıdır.....
Ah Allah'ım, kimine kürsülerde saat faturaları sallatırsın, kimine kör karanlıklarda ölüm sunarsın, hikmetinden sual olunmaz biliyorum ama bari suçluların hakettikleri cezaları aldıklarını görmeyi nasip et.....
Not: Elimde hiçbir belge yok ama yine de yazacağım. Çok yakın bir "amca"m bugün Soma'da, kızına, torunlarına misafir. Damadı orada subay ve "kaza"dan beri, madenlerin başındaymış. Basında açıklanan rakamların gerçek olmadığını söyledi bana. Tıpkı 99 depreminde olduğu gibi, sayı çok daha yüksek :(
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder