Öyle böyle şöyle günler geçip gidiyor. Her geçen gün, yeni birşeyler öğretiyor, yeni farkındalıklar yaratıyor bende. Zorla değil, güzellikle kabul etmek gerekiyormuş bazı şeyleri, ama kabullenmek için de demlenmek gerekiyormuş sanırım. Önce akıl sonra ruh kabul ediyormuş. Ve en güzel, en anlamlı şey "anne" olmakmış. Kendinden, herşeyden, herkesten çok onu düşünmek, geçmiş ve gelecek bağlarını onunla kurmak, "geleceği" yaşamakmış. Sırf onun için mutlu, umutlu, huzurlu olmak, değilse de "mış" gibi yapmakmış. Anne'lik, zor da olsa keyifli bir zanaatmış.
Ve aslolan "insan"mış. Somut ve soyut hayatı var eden, güzelleştiren, anlamlandıran "insan". Yoksa o, bu ya da şu değil. "İnsan" varsa sofralar daha keyifli, hayat daha coşkulu, dört duvar "yuva"ymış. Varsa yoksa "insan"mış. "İnsan" yoksa, gerisi teferruatmış.
Severek takip ettiğim bloglardan biri, "tüm bloglarda bir rehavet olduğunu" yazmış. Nasıl da haklı, kim bilir güz yorgunluğudur belki, belki son ılık havaların tadını çıkarmak, koca kışa hazırlık yapmaktır telaş. Ya da benim durumumda olduğu gibi, "yine yeniden merhaba hayat"tır..... kaldığım yerden....
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce