Anne sütü, bebeğin beslenmesi için çok önemli ve değerli bir besin. Uzmanlar ilk altı ay, bebeğin sadece anne sütü ile beslenmesini, su dahil hiçbir besin verilmemesi gerektiğini belirtiyorlar. Bu da demektir ki, ilk altı ay anne, bebeğinin yanında olmalı, ondan uzak kalmamalı. En çok çalışan anneler açısından sıkıntı yaratabilecek bu konu için işverenlerin anlayışlı olması, hem yasal doğum izni hem de ücretsiz izin verme konusunda katı davranmamaları gerekiyor.
Doğumdan sonra başta anne ve babaya, sonra da diğer aile bireylerine anne sütünün önemi anlatılsa bile, hastane çıkışında bu konu unutulabiliyor, özellikle çevreden gelen “sütün yeterli değil” gibi ileri sürülen iddialar ve çevrenin, emzirmesi için anne ve bebeğe uygun ortam sağlamaması (stres, yoğun iş yükü, emzirme anında anne-bebeğin rahatsız edilmesi, kaygı yaratılması vs), anne sütü ile beslenme oranında ciddi azalmaya neden oluyor.
Sütün yeterli olup olmadığı, hem doğum sonrası hastanede hem de doğumdan sonraki 7. ve 15. gün yapılan kontrollerde ortaya çıkıyor. Bu kontrollerde bebek tartılarak, ağırlığının ve kilo artışının yeterli olup olmadığı değerlendiriliyor. Bebeğin,
- günde 15-30 gram alması,
- en geç iki haftalıkken doğum kilosuna dönmesi,
- günde en az 5 kez idrar, birkaç kez de büyük tuvaletini yapması,
- ilk 6 ay en az 500 gram en fazla 900 gram ağırlaşması,
- emerken, yutma seslerinin duyulması anne sütünün yeterli olduğuna işaret.
Anne sütünün bol olması için en önemli faktörlerden biri de annenin emzirmeye istekli olması. Çünkü bu istek vücuttaki hormonları uyarıyor ve süt salgılamasını sağlıyor. Bebeği düşünmek, sesini duymak ve görmek pozitif etkenler. Stres, üzüntü, yorgunluk, kaygı, ziyaretçilerin anne-bebeği baş başa bırakmaması gibi faktörlerse anne sütünün azalması, kesilmesi, hiç gelmemesine neden olabiliyor. Sütün artması için, vitamalt (mayalı içecek) tüketimi, ısırganotu çayı, pekmez, rezene çayı, çemen (fenugreek) tabletlerinin kullanılması mümkün. Bunların dışında bol sıvı tüketimi, bebeği sık sık ve özellikle geceleri emzirmek (prolaktin hormonu geceleri daha sık salgılanıyor), yalancı meme, biberon gibi anne memesi dışında bir beslenme gereci kullanmamak çok önemli.
Doğumdan sonra, bebek uykuya dalmadan önce anneyle bir araya gelmeli ve emmeye başlamalı. Doğumdan sonraki ilk 15 gün anneyle bebeğin bol bol temas etmesi, birlikte olması emzirme konusunda hem bebek hem de anne için avantajlar içeriyor. Emzirme dönemi boyunca annenin özellikle göğüs bölgesini sadece suyla temizlemesi, kokulu parfüm, sabun, duş jeli kullanmaması tavsiye ediliyor. Uzmanlara göre, bu dönemde annenin en basit parfüm değişikliği bile bebeği memeden soğutup reddetmesine neden olabiliyor.
Emzirme döneminde annenin, normal diyetinden 400 kalori fazla alması ise yeterli kabul ediliyor. 400 kalori, 1 kase meyveli yoğurda eşdeğer. Bu dönemde, baklagiller, lahana, çikolata, çay ve kahve tüketimi ise önerilmiyor. Eğer bebekte kolik varsa, annenin süt ve süt ürünlerini de kesmesi gerekebiliyor.
Doğumdan hemen sonra gelen süt, kıvamı ve miktarı açısından sonraki dönemlere nazaran, daha az ama daha kıvamlı oluyor. Bebeğin, her iki memede 15-20 dakika arası tutulması yeterli kabul ediliyor. Doyan bebek uyuyacağından, uykudan sonra diğer memeye geçmesi de uygun. Memeden gelen ön süt karbonhidratlı, arka süt ise yağlı besin içeriyor. Dolayısıyla 15-20 dakikadan daha az memede tutulan bebek sadece karbonhidratı alıp, yağdan mahrum kalmış oluyor. Huzurlu ve sağlıklı bebekler için bebeğin hem önsütü hem de arka sütü almasına dikkat etmek gerekiyor.
Emzirmek için rahat ve sessiz bir ortam, annenin bel ve sırtını destekleyecek yastıklar tavsiye ediliyor. Sezeryan doğumda bir süre oturulması mümkün değil, dolayısıyla bu dönemde yan yatarak emzirilebilir. Bebeğin, memeyi iyice kavramadığı; bebeğin huzursuzlanmasından, şapır şapır sesler çıkarmasından anlaşılabilir. Bu durumda annenin, bebeğin işini kolaylaştırması, gerekirse pozisyon değiştirmesi gerekebilir. İlk 3 ayda, emzirme sıklığı bebeğe bağlı ve herhangi bir sınırlama yok, ancak her halükarda bebeği 4 saatten fazla aç bırakmamak gerekiyor. Bebek de, emme hareketliliğindeyse (örneğin ellerini emiyorsa), memeyi arıyorsa, emmek istediği anlaşılabilir. Tüm bunlara rağmen isteği giderilmeyen bebek, son çare olarak ağlayarak açlığını bildiriyor.
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder