Yaşam Notlarım'a Hoş Geldiniz.



6 Mayıs 2010 Perşembe

Ağva

Geçen sene Mayıs ayında kardeşim askerdeyken, eşimle bir gün izin alıp Şile’de bir işimizi halletmek üzere sabahın erken saati yola koyulduk. Ancak bazı bürokratik engellere takılıp işimizin olmayacağı anlaşılınca ikimizin de morali çok bozuldu. Özellikle ben, sabahın erken saatinde uyandığımız ve işyerlerimizden boşuna izin kullandığımız için kendimi çok suçlu hissediyordum.



Hem biraz moral olsun diye hem de ne zamandır Ağva’ya gitmek isteyip uygun fırsat bulamamaktan yakındığımızı düşünüp, kös kös eve dönmektense Ağva’ya gitmeyi teklif ettim. Sağ olsun eşim de üşenmedi, kabul etti.



İşte bizim Ağva gezimiz, böylesine ani ve planlanmadan gelişti. Oysa bir yere gitmeden önce internetten araştırır, görülecek yerleri, yapılacakları, yenilecek yemekleri not ederek yola çıkardık.


Neyse, zaten Şile’deydik ve Ağva’nın 40 kilometre uzaklıkta olduğu tabelalarda yazılıydı. Yola koyulduk, yol ki ne yol. Daracık her iki yanı ağaçlarla çevrili, arabanın camını açınca kuş seslerinin içeriye doluştuğu mis gibi bir yol. Kabul ediyorum, biraz virajlı ama olsun !


Bu güzel yolu keyifle bitirip Ağva’ya ulaştığımızda, bize sempatik gözüken tesislerden birinin otoparkına arabamızı park ettik. İlk iş deniz bisikleti kiraladık ve Göksu nehrinin Karadeniz’e ulaşan kısmına kadar keyifle pedal çevirdik. Sağlı sollu tesisler, özenle bakılmış bahçeler, nehirde yüzen su yılanları ve ördekler bizi mest etti.


Sonrasında, deniz bisikletini bırakıp yemek yiyeceğimiz lokanta kısmına geçtik. Meğer burası, “Bir İstanbul Masalı”nın çekildiği yermiş. Demek benim göz aşinalığım ve mekanı sempatik bulmam bundan kaynaklanıyormuş.



Ben balık, eşimse köfte yiyip ılık Mayıs havasını ciğerlerimize doldurduk. Hava mis gibiydi, hafta içi olması nedeniyle ortalık sakindi. Garsonun dediğine göre, hafta sonları yer bulmak mümkün olmuyormuş.



Kahvelerimizi de içtikten sonra, iş çıkışı trafiğine yakalanmamak için İstanbul’a doğru yeniden yola koyulduk. Sabahki hayal kırıklığımızdan eser kalmadığı gibi, arasıra böyle spontan izinler almayı kafamıza koymuştuk.

İşte geçen sene bu vakit yaptığımız Ağva gezimiz böyle, mümkünse hafta içi gitmenizi, kendinizi ılık bahar güneşine bırakıp temiz havanın tadını çıkarmanızı öneririm.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Karışık Malzemeli Omlet/Yaz Omleti


Haftasonu sabahlarına uygun bir yumurtalı tarif ! Aslında tüm yemeklerde olduğu gibi omletlerin de standardı yoktur değil mi? Yani imkan ve istek doğrultusunda dilediğiniz kadar farklı çeşit yaratabilirsiniz.

Eğer yumuşak omletlerden hoşlanıyorsanız, bu tarifi mutlaka denemenizi öneriyorum. Hem lezzetli hem de pratik. (Bazı yerlerde bu omlete İspanyol Omlet dediklerine rastladım. Ancak isim vermem gerekirse, içerisinde domates olduğu için yaz omleti denebilir)

Malzemeler:

- 2 ya da 3 yumurta
- 5 ya da 6 dilim sucuk (küpler halinde doğranmış
- Orta büyüklükte 1 domates (kabuğu soyularak, küpler halinde doğranmış)
- Büyükçe bir dilim kaşar peynir (küpler halinde doğranmış)
- Birkaç dal maydanoz (ince doğranmış)
- Tuz
-Sıvıyağ

Yapılışı:

1. Yumurtaları derince bir kaseye kırarak, arzu ettiğiniz kadar tuz ilave ederek çırpın.

2. Sıvıyağ haricindeki tüm malzemeleri ilave ederek iyice karıştırın.

3. Omleti pişireceğiniz tavayı yağlayarak, yumurtalı karışımı ilave edin. Kapağını kapatarak, kısık ateşte omletin her iki yanını pişirin.

Afiyet olsun !
 
Zirve100 Site istatistikleri
Zirve100 Sayac