Bugün Tevfik Fikret'in doğum yıldönümü, dolayısıyla kendi adıma teşekkür edebilmek ve unutulmadığını göstermek için bu yazıyı bugüne denk getirmeyi uygun gördüm. Hem kendisi hem de müze haline getirilen Aşiyan'daki evi ile ilgili çok özet bilgi ve fotoğrafları burada bulabilirsiniz. Müzeyi ziyaret etmek isterseniz, Aşiyan Mezarlığının yanından çıkan dik yokuşu takip edin, oklar size yardımcı olacaktır.
Tevfik Fikret (1867-1915), kendi döneminin ve toplumunun bir aydını olarak, istibdat yani baskı rejimine baş kaldırmış, sosyal problemlerin çözümü için düşünceler üretmiş, akıl ve bilimi rehber olarak almıştır.
İlerici ve çağdaş düşünceleriyle, inkılap tarihimizin fikri anlamdaki mihenk taşlarından biridir. Her anlamda kurtarıcımız olan Atatürk’ün, Tevfik Fikret’in düşünce ve eserlerinden etkilendiği, bazı toplantılarda Tevfik Fikret’in şiirlerini ezbere okuduğu, bu şiirleri günlüğüne kaydettiği bilinmektedir.
Tevfik Fikret düşünce ve sıkıntılarını, şiirleri ve çeşitli yazıları ile dile getirmiştir. Örneğin "Han-ı Yağma" adlı şiirinde, kişisel çıkarlarını kamu çıkarlarının üstünde gören, bu nedenle de gerçek görevlerinden çok, kendi ceplerini doldurmak için çalıp çırpan zümrelere aşağıdaki şekilde hitap etmiştir:
"Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak,
Yarın bakarsınız söner, bugün çatırdayan ocak,
Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı iştaha sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin."
Abdülhamit döneminde, özellikle yaşadığı günün koşulları altında böyle bir şiir yazmak bence cesaret işidir.
Tevfik Fikret, kurtuluşu yeni nesillerde yani gençlikte görmüştür. Ferda isimli şiirinde de gençlere hitap etmiştir. Şiir, aşağıdaki dizelerle bitmektedir.
"Uğraş, didin, düşün, ara, bul, koş, atıl, bağır;
Durmak zamanı geçti, çalışmak zamanıdır !"
1905’te yazdığı "Sabah Olursa" adlı şiirinde ise, sanki Atatürk’ü müjdelemiştir!?
"Bu memlekette de bir gün sabah olursa Haluk,
Eğer bu memleketin sislenen alın yazısı
Dirençli, dinç bir elin güçlü, canlılık verici
Dokunmasındaki titremeyle silkinip, şu donuk,
Şu paslanan yüzü halkın biraz gülerse……
Evet, sabah olacaktır,
Sabah olursa geceler geçer, kıyamete dek sürmez; en sonunda bu gök,
Bu mavi gök size bir gün acır; usanma sakın…….."
Tevfik Fikret sadece düşünce ve yazı adamı değildir, aynı zamanda ressamdır.
Öğretmenlik de yapmıştır.Hatta Galatasaray Sultanisi’nin müdürüyken patlak veren 31 Mart olaylarına tepki olarak kendisini okulun kapısına zincirle bağlattığı ve akabinde görevinden istifa ettiği bilinmektedir.
1915 yılında, I. Dünya Savaşı henüz sona ermeden ve Kurtuluş Savaşı’mızın değil sonunu, filizlendiği zamanı bile göremeden maalesef vefat etmiştir. Mezarı, 1961 yılında Aşiyan’daki evinin bahçesine nakledilmiştir.
Huzur içinde uyusun !
Neden Ambalajlı Süt?
4 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder